Gönderen | Mesaj |
|
19 Nisan 2008 Cumartesi
16:51:10
|
|
|
naber arkadaşlar
|
|
|
19 Nisan 2008 Cumartesi
16:53:28
|
|
|
tşkler mustafa
|
|
|
19 Nisan 2008 Cumartesi
16:54:49
|
|
|
pylaşımlar için tşk ediyorum sizlere sağolun varolun
|
|
|
21 Nisan 2008 Pazartesi
13:38:02
|
|
|
BEN SENİ SEVDİĞİMDE SANKİ BULUTLARIN ÜSTÜMDEYİM BEN SENİ SEVDİĞİMDE EN KÖTÜ ŞEYLERE BİLE AĞLAMIYORUM BEN SENİ SEVDİĞİMDE YÜREĞİMDEKİ ACILAR YOK OLUYOR BİRANDA BEN SENİ SEVDİĞİMDE HAYATIN NE KADAR GÜZEL OLDUGUNU ANLIYORUM...................
|
|
|
21 Nisan 2008 Pazartesi
18:36:55
|
|
|
benim derdim senin derdin ne farkımız vardı derdin ölene dek hep yanyana hani benle beraberdin delikıız
dağ küsermi toprağna dal küsermi yaprağına el küsermi parmağına abenim aşkım deli kız durma öyle sessiz sessiz ne yaparım söylesensiz olamayız biliyorsun neben sensiz nesen bensiz deli kııız
|
|
|
21 Nisan 2008 Pazartesi
20:51:41
|
|
|
Düşmeden bulutlarda koşmam gerek Küsmeden kuşlara uçmam gerek Bir gün eğer kaybolursam gökyüzünde Tanrıdan izin aLıP dönmem Gerek!!
BARIŞ AKARSU
|
|
|
23 Nisan 2008 Çarşamba
02:48:35
|
|
|
Öylesine gecelerden birindeyim işte! .....
Öylesine gecelerden…...
Öylesine gecelerden birindeyim işte! ...Naturel classic dinleyerek yatağımda,yorganın sarmadığı yalnızlıkla Kah düşünüp kah söyleştiğim yastığımla baş başa. Ben’i bana yansıtan aynanın karşısında opium la tütsülenerek…Naturel classic dinliyorum dedim ya..gecenin bu saatinde daha doğrusu yeni bir günün yalnızlıkla döllendiği saatte.
Dışarıda coşkulu bir yağmur…öfkeyle homurdanan gök yüzüne karşın,içerde kuş cıvıltıları ve inleyen flütte “ seni, sesini” arıyorum. Tavandan sarkan ampul gerçeğe kör edercesine kamaştırıyor gözlerimi, güneşim olup. Kamaştırıyor… Güçlükle seçiyorum aynada Ben’i. Bir yarım bende, bir yarım sende olan Ben’i Tütsüden yükselen dumanlar dans ederken için için yanıp küllenen başı boynunu büküyor.Daha fazla direnmeden dökülüyor…küllerin boyun eğip dökülüşü aşka getiriyor közünü, yeni küllere gebe bırakıp. Flüt susup, piyano başlıyor.Her tuş tınısında, her kuş cıvıltısında içimin kelebekleri uçuşuyor meydan okurcasına sinsi sinsi gülümseyen yalnızlığa “Hadi..hadi nerdeysen çık! ”dercesine
Hadi nerdeysen çık! ... Çık dercesine, yakama yapışan yalnızlığa. Yatağın içinde yorganın sarmadığı yalnızlıkla odamdayım. Uzak, İçinde ulu ağaçların boy verdiği bir ormanda. Yapayalnız,...kendimleyim, Ben’leyim. Yürüyorum… yürüyorum…. sonunda sen olan yolu.Yürüyorum. Yol vermez gibi görünen ağaçların arasında göğe uzanan başlarından sonsuz maviyi arıyor gözlerim. Fısıldaşan yaprakları duymak istercesine, pür dikkat kulaklarım.Duyduğumu sanıyorum, suskunluğunla öfkeni yüzüme nasıl haykırdığını…haykırışların da bile sevginin, aşkının saklanamaz olduğunu
Yoksa… Yoksa yanılıyor muyum? Yürüyorum ayrımına gelene dek, mutsuzlukla-mutluluğun Acıyla-sevincin kesiştiği kavşağa…nedense yollar karışıyor birden Dallardan kuşlar havalanıyor, ötüşlerinin yerini kanat seslerine bırakarak. Mavi gitgide koyulaşıyor. Özgürlüğe kanat çırpan kuşların gölgeleriyle, koyulaşıyor mavi. Karanlık kaplıyor her yeri. Korkuyorum. Büyüyor adımlarım.
Sana gelmek istiyorum. Bir umut vardı, her gün sarıldığım sığındığım düşlerimin arasında. Bir umut! Yüreğimde yüreğini duyumsatan, en giz yerinde yüreğimin. Sevginle günbegün büyüyen, aydınlanan, her gece söyleştiğim yıldızın- yıldızım vardı. Karanlıkta bile gülümseyen….. Aşk’ın vardı…Tüm kapıları açmıştın bana sevgiden yana.
Oysa, Oysa… benim kanayan yaralarım vardı, daha henüz kabuk bağlamayan.İçime gömdüğüm acılarım… Bir volkan gibi nasıl, ne zaman patlamaya hazır olduğunu bilmediğim…içimden atamadığım acılarım vardı.
Artık “gel” demeyeceksin. Küskün yüreğin. Ellerin tutmak istemeyecek ellerimi. ya gözlerin? ...yollara bakmayacak uzun uzun. Konuştuğun duvarlar sağır ve dilsiz olmuşlar. Odandaki ışık kör…ayna küskün.
Uykuya dalarken sarıldığın yastık neden yerde? …Ve,neden geceleri adıma verdiğin yıldıza…gündüzleri gülümsememe benzettiğin güneşe kapalı perden. Neden? Neden kapalı perden? Neden….neden kapalı perden? Tüm yolları tüm kapıları kapatmışsın. Görünmez duvarlar örmüş, aşılmaz setler çekmişsin aramıza. İstesem de ulaşamıyorum sana. Seninle tamamladığım tümcelerde sözcükler eksik kaldı. Anlamları yok artık.
Şimdi dışarıdaki fırtına yüreğimde kopuyor.Coşkuyla yağan yağmur penceremi dövüyor ısrarlı damlalarıyla. Perdeyi aralıyorum…perdeyi aralıyorsun. Karanlık. Yıldızını arıyorum yıldızsız gecede. Sense başka yıldızlar yerleştirmişsin göğüne.
Başımı cama dayıyorum,başını dayıyorsun cama.Göz gözeyiz ama görmüyorsun. Oysa sana ne kadar yakınım bir bilsen. Oysa seni ne kadar seviyorum, ne kadar sen doluyum bir bilsen… Cama yapışan yağmur damlalarını birlikte sayıyoruz aslında.Buğulanan cama adını yazıyorum. Sonra Seni seviyorum… Seni seviyorum… Seni seviyorum… Seni seviyorum yazıyorum. Bilmiyorsun. Başım düşüyor omzuma, ağlıyorum. Başın başka omuzlarda AĞLIYORSUN….
Leyla Işık
|
|
|
23 Nisan 2008 Çarşamba
11:25:21
|
|
|
Hazan Bahçeleri
Kalbim yine üzgün, seni andım da derinden Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden Yorgun ve kırılmış gibi en ince yerinden Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Senden boşalan bağrıma gözyaşları dolmuş Gördüm ki yazın bastığımız otları solmuş Son demde bu mevsim gibi benzim de kül olmuş Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Yahya Kemal Beyatlı
|
|
|
23 Nisan 2008 Çarşamba
13:04:51
|
|
|

|
|
|
23 Nisan 2008 Çarşamba
13:12:25
|
|
|
merhaba yasmin en güzel gün senin olsun
|
|
|
23 Nisan 2008 Çarşamba
13:50:25
|
|
|
Merhabaa....
En güzel gün hepimizin mutlu olduğu gün olsuuunnn...
|
|
|
23 Nisan 2008 Çarşamba
13:51:40
|
|
|
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
Meyveler sabırla olgunlaşırmış.
Birgün gözlerimin ta içine bak;
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış ......
Boşluk, kelimeleri geri vermiyor... Yasini yitirmiş bir yolcu gibi buluyorum kendimi.. Hiç iflah olacak gibi değilim... Bir yağma sonrasının fotoğrafıyım... Gurbetleşen ayrılıklarım var... Toplanınca bir bütün olamıyorum... Yine de dönüyor devran ve alamıyorum kendimi yasamaktan.... Yürekleri de olsun istiyorum bütün sözlerin.. Gözlerim kapalı ve ellerimi ceplerimde tutamıyorum. Bir firari yaşıyor kimi zaman benim de kafesimde.... Ve kimi zaman, kuşları da kurşunlanıyor telgraf tellerinin.... Bugün, önceki günlerden daha da dün sanki. Savunmasızca sarkıyor ümitler ellerimden... Bugün on milyonuncu kez sesleniyorum size. Bugün on milyonuncu kez fısıldıyorum isminizi karanlığa Ve bugün on milyonuncu kez bırakıyorum bu serseri kelimeyi boşluğu ``merhaba``
|
|
|
23 Nisan 2008 Çarşamba
14:39:50
|
|
|
tşk ederim
|
|
|
Yemliha (gülbahçeli)
5437
|
|
23 Nisan 2008 Çarşamba
17:38:58
|
|
|
|
|
|
Yemliha (gülbahçeli)
5437
|
|
23 Nisan 2008 Çarşamba
17:44:58
|
|
|
|
|
|
23 Nisan 2008 Çarşamba
18:41:25
|
|
|

Seni sevdiğimi göreceksin sevmediğim zaman, çünkü iki yüzüyle karşına çıkar hayat. Bir sözcük sessizliğin kanadı olur bakarsın, ateş de pay alır kendine soğuktan.
Seni sevmeye başlamak için seviyorum seni, sana olan sevgimi sonsuzlaştıracak bir yolculuğa yeniden başlamak için: bu yüzden şimdilik sevmiyorum seni.
Sanki ellerindeymiş gibi mutluluğun ve hüzün dolu belirsiz bir yarının anahtarları hem seviyorum, hem de sevmiyorum seni,
Sevgimin iki canı var seni sevmeye. Bu yüzden sevmezken seviyorum seni ve bu yüzden severken seviyorum seni.
PABLO NERUDA
|
|
|
23 Nisan 2008 Çarşamba
18:46:23
|
|
|
yasmin yüreğine sağlık
|
|
|
23 Nisan 2008 Çarşamba
18:49:44
|
|
|
seninde yüreğine sağlık sevgili Mustafa,
her zamanki gibi çok naziksin, teşekkür ederim..
Sevgilerimle..
|
|
|
23 Nisan 2008 Çarşamba
18:53:31
|
|
|
rica ederim güzel insan
|
|
|
27 Nisan 2008 Pazar
09:29:14
|
|
|
Aşk donuklaşmış, Pencereler yağmura hapsolmuş, Uzaklardaki sesin, ya da yanıbaşımdaki sesin Yağmuru bölüyor, Belki beni çağırıyor, belki katı ruhumu, Sarhoşluk bu olsa gerek, Ya da okyanusun bibi gibi birşey, Tek fark aşk donuklaşmış....
|
|