|
Gönderen | Mesaj |
|
28 Nisan 2008 Pazartesi
02:38:17
|
|
|
Sensiz ama sen dolu bir sabah daha yayılıyor şehire.
Nerdesin hiç bilmedim, ne teninde battı, ne gözlerinde doğdu güneş. Oysa hep göğsünün sıcaklığı vardı yanağımda. Ellerimi hiç başı boş bırakmadın. Yalnızlığıma ortak oldun saatlerce, bilmedin. Benim, seni bilmediğim gibi! Kimdin? ?
Kalabalık ve şarap kokusunda, tokuşan kahkahalara şimşek gibi çaktın – bir andı – tok sesinin bir yumrukla boğazıma dayanması. Şaşkındım...hem de çok, ismin nasıl estiyse kulağıma, o gün bu gündür hala üşür yüzüme bıraktığın alevler, göğsümdeki kıvılcımlar hala uçuşur. Hiç gelmedi mi soluğuna seni sardığım tütün kokusu? Dumanımda kimimdin?
Sensiz ama sen dolu bir sabah daha yayılıyor şehirde.
Adımlar dökülürken caddelere, seni kovaladığım düşlerim çekiliyor ayak izlerinde. Hangi kıyıda sus pussun şimdi? Hangi balıkların izinde, yıldızlarla kalaylarsın yakamozları?
Deniz kenarından ne zaman geçsem, dalar giderim sebepsizce. Kıvrımlarında derinleşir ya rengi, yutar ya şehri tepe taklak... boğulur sanki yalnızlığım. Sen denizleri seversin, ben küçük balıkları. Ne ben balık oldum oltanda, ne sen deniz, ayaklarımda.... yok yok yine de sen denizsin, tenine kulaç attığım.
Dün gece... söylemeden kimseye bir şey yaptım. Lacivert ipin ucunu çektim hilalden ve mavi atlası kurtardım misinandaki iğneden. Bu sabah ağına dolaşmışsa güneşin etekleri, livarından çıkarsa birkaç yorgun martı şaşırma, baş aşağı getirdim maviyi.
Dün gece...dün gece sarhoştum ama ayık bir sevdaydı yüreğimde. Zik zaklar vardı saman yolunda, yıldızlar da sarhoşmuş ben gibi. İzlerini sürdüm, sana geldi balıkçı...ellerindeki pullar... bu pullar oltana takılan yıldızlardan mı? Ben de bekler dururum o zaman dilek yıldızlarımı.
Bunun içinmiş, umudumdaki kırmızı lekeler.
Oysa, titrese de bitik mumun gölgesi dudağımda, söylemem gerekirdi seni sevdiğimi, söyledim, iyi de ettim. Daha ne kadar saklardım ki üç noktaların ardına arzularımı, yüzünü bilmeden hayalini nasıl çizerdim yastığımdayken. Geceler hep göğsündü, başımı yasladığım. Düşlere düşerdim siyah saçlarında, öpüşen balıkları kıskanır, küçük buseler kondururdum sinene. Sen bilmezdin, deniz şahitti ellerimle sevişmeme. Az saklamadım ki seni, az yazmadım, az çizmedim ki...azlarla, azar azar çoğalttım seni, şimdilerde sen çoğaldın, ben azaldım bende.
Sensiz ama sen dolu bir şehir, nerdesin hiç bilmedim. Kalabalık ve şarap kokusu sonrasında adımlar dökülürdü caddelere ve deniz kenarında buldum kendimi. Kimseye söylemeden bir şey yaptım. Sarhoş ve tir tir titreyişlerimde, sevdiğin bir renge buladım aşkı. Ne kırmızıydı, ne beyaz. Aşk lacivertti sende. Bana gelmen için boşuna toplamadım akşamdan mavileri...
Bu kez de benim için çık sulara balıkçı. Benim için çevir misinayı başın üstünde, hayallerimi sana bıraktım, nasılsa dönüştürürsün gerçeğe.
Bir gün ama bir gün teninde uyaracağım denizi.
Haydi şimdi rast gele.
|
|
|
28 Nisan 2008 Pazartesi
08:24:28
|
|
|
Bana Bir Şarkı Söyle
Özledim sesini ne olur konuş Bir gül açtır zamanların ötesinden Karanlıklar içindeyim, kapkarayım bugün gel Gök mavisinden, deniz mavisinden Bana bir şarkı söyle İçimde bir şey kımıldıyor Gözlerim kan çanağı, yorgunum, uykusuzum Bir baksana ne haldeyim deli divane Yaralıyım, çaresizim umutsuzum Bana bir şarkı söyle Yağmur ol yağ üstüme, güneş ol ısıt Dökül karanlığıma ışıklar gibi Al beni, en uzaklara götür Sesin aksın içimde bir pınar gibi Bana bir şarkı söyle Bütün renkleri kat birbirine Buram buram bir turuncu getir geçen yazdan Bir tüy gibi, bir bahar dalı gibi Hafiften, inceden, güzelden, en beyazdan Bana bir şarkı söyle Bazan kar nasıl hazin yağar bilirsin Kurşuni bir gökyüzünden ağlamaklı İşte öyleyim, kapkarayım bu gün gel En hüzünlü sesinle, en dokunaklı Bana bir şarkı söyle
|
|
|
28 Nisan 2008 Pazartesi
15:29:43
|
|
|
Ben kadar isimsiz kalan dizeler…
Canımm içimdeyken özlemim yakınımdaki dokunmazlığım içimin en duru rengi..
Ne oldu bize...?
Özledim....
Ayrı rüzgarlarmı aldı uçurtmalarımızı... Gökkuşağına değmeden.. Dileklerimize kimler dokundu.. Günışığı sana, sen gün ışığına...
Gözlerine sardım tüm ışıklarımı kardelenin mavi beyaz bedenine sana Berfin`i yolladım usulca... Kulağında bir dağ ezgisi özgür mü özgür yüreğinde günışığının Berfin`i..
özledim...
Dokun bana maviyle.. Dokun yüreğime en kuytusuna sessizce...
Evina Berfin
|
|
|
28 Nisan 2008 Pazartesi
15:56:37
|
|
|
Ayrı rüzgarlarmı aldı uçurtmalarımızı... Gökkuşağına değmeden.. Dileklerimize kimler dokundu.. Günışığı sana, sen gün ışığına...
yasmin sultan yüreğine sağlık
|
|
|
28 Nisan 2008 Pazartesi
16:06:38
|
|
|
ALIŞMA BANA NE YAPACAĞIM BELLİ OLMAZ BUGÜN WARIM YARIN BİRDEN YOK OLURUM DOKUNMA BANA KAPANMAMIŞ YARALARLA DOLUYUM CANIMI ACITMA BİR YARADA SEN AÇMA SEWME BENİ YOĞUN DUYGULARIMDA KAYBOLURSUN İSTEME BENİ YASAKLARLA …
|
|
|
28 Nisan 2008 Pazartesi
16:13:58
|
|
|
teşekkür ederim sevgili Mustafa..
|
|
|
28 Nisan 2008 Pazartesi
16:15:06
|
|
|
rica ederim yasmin
|
|
|
28 Nisan 2008 Pazartesi
16:15:37
|
|
|
GÖNÜLDEN GÖNÜLE
Sevgi deli gönülden gönüle bir akıştır. İzi hiç silinmeyen ilk yıkıcı bakıştır Gün olur yeşil bahar, gün olur kara kıştır. İzi hiç silinmeyen ilk yıkıcı bakıştır
Fuat Edip Baksı
|
|
|
28 Nisan 2008 Pazartesi
16:28:47
|
|
|
gönülden gönüle gözler yol bulur
aşıkların yüreğinde ateş kor olur
bir garibim bu yerlerde vuran çok olur
gelmez olaydım güzel yüzüne bakmaz olaydım
|
|
|
29 Nisan 2008 Salı
13:28:51
|
|
|
HeCe VeZnİnDe DeĞiLkİ DuyGuLaRıMıZ
Hece veznine uygun değil ki duygularımız Bütün kalıpların paçallandığı bir aruz. Seviyorum sözcüğüne dönse bile dilimiz Kalbimizi sevgiye doğru kıvıramıyoruz. ............................................
Ait olduğun yerde bir an karardığında bulutların ve kışa döndüğünde hayat Bardaktan boşanırcasına Yağan yağmurlardan sonra Sana haber bile vermeden İçinde biriken suyum ben
Biliyorum ki; güneşlerin Bir gün doğacaktır yeniden Bittiğin de çaresizliğin. Ait olduğun yerde ki sen Yürürsen kalkıp ta yerinden Suda ki beni hiç görmeden Basıp geçeceksin üstümden
6/04/2004... Mine Özdemirtaş
|
|
|
29 Nisan 2008 Salı
13:37:16
|
|
|
merhaba güzel insan
|
|
|
30 Nisan 2008 Çarşamba
05:26:18
|
|
|
MERHABA DEMEK ZORDUR
Merhaba” demek zordur, daha kolaydır çaktırmadan kenardan geçip gitmek… “Nasılsın” diye sorup dinlemek zordur, kolaydır “haydi görüşürüz” deyip geçiştirmek… “Seninle daha fazla zaman geçirmek istiyorum” demek zordur, daha kolaydır “seni bir daha görmek istemiyorum” demek…
Sevmek zordur, vazgeçmek kolay… Sabretmek zordur, terk etmek kolay… Mücadele etmek zordur, pes etmek kolay...
Takdir etmek gurura dokunur, o da zordur, daha kolaydır yermek… Hafifçe sırtına vurup “aferin” demektir zor olanı, kolaydır suratına vurup “Allah belanı versin” demek… “Beni mutlu ettin” demek zordur, “Beni çok üzdün” demek kolay…
Mektuplaşıp, içini dökmek zordur, telefonla ezberlenmiş hatır cümleleri kolay…
Mektuplara cevap vermek zordur, neden cevap vermediğini açıklamak kolay...
İki satır sevgi mektubu yazmak zordur, uzunca bir sitem mektubu dizmek kolay…
Kırılmış bir kalbi onarmak zordur, yamalı bir kalbi kırmak kolay...
Sevmek zordur, vazgeçmek kolay...
Sabırla bir çiçek yetiştirmek zordur, verilmiş çiçeği küstürmek kolay...
Siyahın içindeki beyazı bulmak zordur, beyazın içindeki siyahı bulmak kolay...
Sorunları aşmaya çalışmak zordur, küsüp uzaklaşmak kolay...
Ter döküp emek harcamak zordur, dil döküp insan harcamak kolay...
Zoru başarmak zordur, kolaya kaçmak kolay…
Beyhude yazılmış bir yazı bu aslında...
Anlamsız... Gereksiz... Nedensiz... Hedefsiz...
Gayet açık iki kelime: “Zor” zordur, “kolay” da kolay…

Merhaba Mustafa..
Sevgilerimle..
|
|
|
30 Nisan 2008 Çarşamba
11:19:13
|
|
|
merhaba şiirlerin sultanı
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
1 Mayıs 2008 Perşembe
09:03:58
|
|
|
*Aliskanlik* *Gitgide alisiyorum sana.... Hicbir aliskanlik bu kadar guzel olamaz... Ellerin ellerimden uzaksa nasil gucsuzum bilemezsin.. . Yanimda oldugun zamanlar; sigara dumani gibi cigerlerime doluyor, alkol gibi damarlarima yayiliyorsun... Durmadan basim donuyor verdigin hazdan... Aliskanliklar daima korkutur beni... Dusun ki ben yasamaya bile aliskin degilim... Kendimi kendime alistiramadim yillardir... Fakat simdi sana alisiyorum... Alistikca ozlemim artiyor, daha yogunlasiyor. Yalniz icimde garip bir korku var. Sana alismaktan degil seni kendime alistirmaktan korkuyorum... Bir gun sana simdi verdiklerimden daha guzelini daha degerlisini verememekten korkuyorum... Bir gun ansizin olmekten ve seni, bana olan aliskanliginla yapayalniz birakmaktan korkuyorum... Oysaki her zaman ve gunun her saatinde yaninda olmaliyim senin... Bana alismis olmaktan pismanlik duyacagin bir dakikan bile olmamali... Butun zamanlarini zamanlarimla karistirip emsalsiz bir zaman bilesiminde yasatmaliyim seni... Uykularda bile ayni ruyayi gormeliyiz. Her seyin ve her zevkin yarisi senin olmali, yarisi benim... "Bana alis" demeyecegim... Nasil olsa alisacaksin bir gun... Simdi cirkinligimde guzellikler bulan gozlerin, o zaman en guzeli gorecek bende! Aliskanliginla, sevginle yepyeni bir "ben" yaratacaksin benden! Ilk defa sevilmenin urpertileri icindeyim inan. Sevgimle mukayese edebilecegim tek seyi beni sevmende buldum... Omrumde kimse bana sevmenin gerekliligini ogretmedi. Kimseden sevgisini istemedim, verdiler almadim. Bencildim bir zamanlar, sevmek benim hakkim diyordum. Oysaki simdi bir zamanlar hic sevmemis oldugumu kendi kendime biraz da utanarak itiraf ediyorum. Asil buyuk sevgiyi seni sevmekte buldum ve sevgim senin sevginle degerleniyor, ayri bir anlam kazaniyor... Sevgin olmasaydi degersiz bir cam parcasiydim. Sevginle bir aynayim simdi. Bana bakanlar bastanbasa seni gorecekler icimde... Bir zincirin iki halkasiyiz seninle anliyor musun? Ayni kadehte karismis iki ickiyiz. Iki kelimeyiz seninle birbirini tamamlayan. Her yerde iki oldugumuz icin bir butun haline geliyoruz durmadan... Aliskanligim devamli sana cekiyor beni... Durup durup dudaklarini opmek geliyor icimden... Saclarini oksamak geliyor, ellerini tutmak geliyor... Kokunun tenime sindigini hissediyorum geceleri... Teninin dudaklarimda eridigini hissediyorum... Boynunun en guzel yerini benden baskasi bilemez artik... Seni kimse benim kadar benimle bir butun olduguna inandiramaz.... Gitgide bu aliskanligin icinde kayboldugumu hissediyorum... Beni yasadigim zamanin disina cikariyorsun. Bir gun tarih oncesinde yasiyoruz , bir gun bulutlarin ustunde... Uzun suren bir bayginlik sonrasinin o anlatilmaz bas donmesi icindeyim... Butun merdivenler birbirine eklendigi zaman seninle vardigim yukseklige erisemez... Acilmis butun kuyularin derinligi icimde seni buldugum yer kadar derin degil... Aliskanlik kozasini oren bir ipekbocegi gibi gitgide tamamliyor bizi. Emsalsiz bir olusun icinde yuvarlaniyoruz. Korkunc bir yangin basladi yureklerimizde. Ozlem, kiskanclik, arzu ne varsa icimizde hepsi birdenbire tutustu. Alev almayan bir yerimiz kalmadi. Alevlerimiz muhtesem bir kizilligin icinde yildizlara kadar uzaniyor. Hic bir su, bu atesi sonduremez artik. Nehirle, denizler bosalsa ustumuze hic sonmeyecegimizi biliyorum. Bu yangin biz birer kor haline gelinceye kadar surecek. Once bakislarimiz alisti birbirine, sonra parmak uclarimiz... Bu olus tamamlandigi anda yeryuzunde bizden guclusu olmayacak! En mutlu oldugumuz yerde en guclu de olacagiz seninle... Bu bir sonun degil bir varolusun baslangicidir. Gecmisteki tum aliskanliklarin bana alismani onleyemez artik...
|
|
|
1 Mayıs 2008 Perşembe
12:04:17
|
|
|
emoş sultan ne gözel şiir yazmışsın gurban
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
1 Mayıs 2008 Perşembe
13:51:54
|
|
|
mustafa ben yazmadım
|
|
|
1 Mayıs 2008 Perşembe
14:31:18
|
|
|
biliyom akıllım sen yazmadın buraya aktardın oda yeter ) merhaba elif
|
|
|
1 Mayıs 2008 Perşembe
15:18:02
|
|
|
Selam arkadaşlar.
Elif hoşgeldin
|
|
|
1 Mayıs 2008 Perşembe
15:19:11
|
|
|
a.s abim
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
1 Mayıs 2008 Perşembe
16:56:26
|
|
|
merhaba elif tşk ederim. sen nasılsın canım?
herkese selam bu arada
|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|
|