GERÇEK DOSTLUK > Mesaj Panosu > ONA RUHUMUN YARALI OLDUĞUNU SÖYLEYİN....

ONA RUHUMUN YARALI OLDUĞUNU SÖYLEYİN....


GönderenMesaj

Gül (akgül)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
18 Haziran 2008 Çarşamba 17:08:33


Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Nasıl yaralı olmasın ki. Doğrularından
vazgeçmemiş olması yine kapının önüne konmasını gerektirmişti. Dünya mı
garipti kendisi mi hiç bilemeyecekti. Tıkanıyordu hayat gelip kalbinde. Soldan
soldan vuruyorlardı yine. Anlatamıyordu kimselere ne istediğini. Nasıl
istediğini. Sanırım hiç anlatamayacaktı da. Belki anlatabilirdi de anlayan
çıkmayacaktı…

Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Nispet yapar gibi gidişin bir de
dönüşü vardı elbet. Bulduğu gibi kaybetmek dedikleri şeyi iliklerine kadar
yaşamıştı yine. Acıdı da acıdı yüreği. Bilirdi ihanetin acısını. Bilirdi bilmesine
de her defasında ilk defa gibi acıyordu yüreği işte. Kendisine bile şikayet
etmedi kalbini. Sustu sadece susması gerekenler gibi…

Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Ne de çabuk tüketivermişti aşkı
sevdayı hiç anlayamadı. “Başka türlü mü seviyorum ben” diye geçirdi içinden.
Normalleri de karışır olmuştu her şey gibi son zamanlarda. Gerçi anlam
yüklemeyi bırakmıştı insanların davranışlarına. Kimisi çok garip, kimisi
anlamsız, kimisi de çok çocukça gelirdi ona. Bunu hangi kefeye koyacağını ise
hiç bilemedi…

Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Dar zamanlarda yaşamak denilen
böyle bir şeydi. İnsan sabırsızdı, bir de nankör. Bekleyemiyordu. Kalp
hızında yaşamak istiyordu kalbinden geçenleri. Tik tak seslerinden ritim
tutmaya zamanı yoktu. Melodi duyulmadan gürültüde kayboluyordu tik taklar.
Oysa kendisi aşkın melodisine hasretti, belki cıvıl cıvıl sesine…Bütün bütün
sustu ama kulakları o melodiyi yine de duyamadı…

Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Ama hiç kızmadığımı da. Belki çokça
kırıldığımı da. Gitmesi gerektiği için gittiğine inandırmak zorunda kalışı
kendini daha da yaralıyordu. “Gitmeyebilirdi de” deyiveriyordu içinde
saklanan çocuk. Biz onunla içimizdeki çocuklarla yola çıkmıştık oysa. Sahi
hani atlıkarıncaya binecektik… Söylesene biner miyiz bir gün yine…

Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Bıraktığı gibi burada olduğumu bir
de. Tek damla eksilmediğini geride bıraktıklarından. Sadece gözyaşlarıyla
yeşerttiği umuttan bahsedin biraz da. Sonra sıkı sıkı Rabbimin tuttuğu
kalbimden. Dönüp dönüp kendisine dua ettirişinden. Söz verdiği halde hala o
huzura gidemeyişinden. Onun yerine kendisinin gittiğinden bahsedin bolca.

Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Bir de “her şeyde bir hayrın
olduğunu.” O anlar beni, bilir söylediklerimi en çok da söyleyemediklerimi.
Söyleyin ona ki bazı şeyler ille de yaşanılarak öğrenilir hayatta. Vicdan
derinden bir sızladı mı aklın mutlaka geleceğini başa. O başa gelene kadar
bazen dibe vurmak gerektiğini de söyleyin. Dibe vurduğunda da uzatılan eli
tutması gerektiğini de. Söylenmeden, sızlanmadan, mazeret üretmeden
tutması gerektiğini sıkı sıkı söyleyin ama. O ele değil de elin gerçek sahibini
görmesi gerektiğini de iyice tembih edin olur mu?

Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin… İsterse açtığı yaraları bir bir
sarabileceğini de hatırlatın ona. O unutur bunları bu aralar aklı bir karış
havada. Yaptığı her şeye rağmen geride kocaman bir yüreğin biraz da yaralı
bir ruhun onu beklediğini de söyleyin emi. Siz söyleyin mutlaka o bilir beni,
niyetimi, özlemimi, sevgimi…Canımdan öte can olduğunu… Siz söyleyin yine de
ona bülbülün kanının aktığı yerden gülün rengini bulduğunu… ve adının da
sadece “aşk” olduğunu…

Yiğit (ts1112511870)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
307
18 Haziran 2008 Çarşamba 17:48:12

Özlemediğimi söyleme bana
Yüreğime insen anlardın beni
Gönlümün içine sevgini koydum
En güzel yerinde sakladım seni...

Gücenmen gereksiz şu yüreğime
Seni üzmek düşmez hiç gereğime
Herkesler inandı yar sevdiğime
Duy artık sesimi, özledim seni...

Ayrılığa düşen,yalnızlık ise;
Hasreti çekene haksızlık niye.
Süren sensizliğe bahtsızlık diye
Her gün umutlara ekledim seni...

Elimde güllerle seni beklerken
Azmı uçuştular avuç açarken
Geçeceğin yollar bağa dönerken
Kimbilir kaç sene bekledim seni...

Aşkından geçmeyi kim göze almış
Bir gün tövbesine el mi açılmış
Can canandan ayrı mutlu mu kalmış
Kedere duyarsız özledim seni

Abdullah (candaş)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2062
1 Temmuz 2008 Salı 13:46:26
Çiçek Kokulu Sevdam



Örneğini çiçeklerin açmasında bulduğun
pembe sevgilerindi
seçilmiş sevgiliye bir demette sunduğun.

gri gökler sarsa da bütün ufkunu
ettiğin dualar müjdeleyecek
ruhun özlediği güzel hükmü
ve göreceksin nasıl çevrilir
aşkın çemberinde bir gökyüzü.

Üzüldün mü?
Yağmur duası tadında yüreğini
anlamayınca kalabalıklar
kır çiçeklerine öykünen sevgiyi
ve sevginin
çaresizliğin en ince yerinden geçişini.

Düşün olsun bir bahar ikindisinde
iplik iplik yağmur yağan bulutlar
birden sevinç çığlıkları içinde
havalansın temiz kanatlı kuşlar.

Sen rahat gönlün bir hoş
teselliler hafif bir gülümseme
kadere kader deyişinin güzelliğinde.


Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
1 Eylül 2008 Pazartesi 17:20:26
BEN BOŞLUĞUNDA SIĞINACAĞIN
LİMAN DEĞİL...
HER NEFES ALIŞINDA YAŞAM
SEBEBİN OLMALIYIM...
AKLINA GELDİĞİNDE BİR MERHABA
DİYENİN DEĞİL...
YÜREĞİNİN HER ATIŞINDA CARPAN
DAMARIN OLMALIYIM...
GÖZLERİNDEN AKAN BİR DAMLA
YAŞ DEĞİL...
GÜLERKEN YÜZÜNÜN SOLMAYAN
IŞIĞI OLMALIYIM...

Gül (akgül)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
1 Eylül 2008 Pazartesi 17:38:13
hoş geldin sibel

Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
1 Eylül 2008 Pazartesi 17:44:02
selam.hoşbulduk Gül

Gül (akgül)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
1 Eylül 2008 Pazartesi 17:45:07
nasılsın

Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
1 Eylül 2008 Pazartesi 17:49:14
Teşekkürler çok iyiyim.Sen?

Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
1 Eylül 2008 Pazartesi 17:52:33

Gül (akgül)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
1 Eylül 2008 Pazartesi 18:03:34
teşekkür ederim bende iyiyim

Yiğit (ts1112511870)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
307
2 Eylül 2008 Salı 10:00:37

slmlar.nasılsınız  sibel hanım

Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
2 Eylül 2008 Salı 11:28:25
Selam.teşekkürler iyiyim.Siz de iyisiniz inşallah

Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
2 Eylül 2008 Salı 11:49:00

ACI`NIN TARİFİ ACIYI ACITIRMIŞ





  İçim acıyor...Ne tarif edilmez bir duygu bu...Yerini belli edemiyorum..."Sol yanım" diyemiyorum mesela...İçim işte...Her zerrem, her nefesim...İçim acıyor, dayanamıyorum..Nasıl tarif edilir bilmem ki... Hem tarif etmeye gerek var mı ki.. "İçi acıyan" anlar ancak bendeki bu hali...

Gökyüzüne bakıyorum...Hilal çıkmış bu akşam...Ama her zaman karşısındaki yıldızı kollarıyla sarar gibi duran hilal, bugün sırtını dönmüş yıldıza...Hilal küskün, yıldız üzgün...Sanki onlar bile beni anlatıyor,onlar bile halime tercuman...Bu ıssızlık, bu yalnızlık ne yaman!...Ne çöle benzer halim, ne okyanusa...Hani okyanus çöle yağsa belki çiçek açar da, bir ot bile yeşermez gönlümün umut dağında...

Bitişleri içiyorum yudum yudum...Elimden gelse, becerebilsem, bir gün boyu uyurdum...Uyur ve unuturdum...Lakin olmuyor, uykular firari...Geceler,bitmek bilmez karanlık, bir ânı asır misâli...Sabah olsun diye yalvarıp duruyorum...Hayallerimi gecenin bağrına dolduruyorum ve şafak sökmeden hepsini vuruyorum...Güneş doğuyor ,lakin gönlüme değil...

Kalemi elime almışım farkında olmadan...Bakıyorum ki yazmaya başlamışım...İstemiyorum...Hele sana yazmayı hiç istemiyorum...

Kendi ırmaklarım, kendi içime çağlasın artık

Kendi bendlerimi yıkayım

Hasretlerim yaralarımı dağlasın

Kendi gözlerime bakayım

Ve gözlerim halime ağlasın

Kendi şehirlerim viran olsun

Kendi kendime öleyim

Kalemim kendimce sussun...

Ve sen bilme....

Sen bilme depremlerimi

Görme içimde çöken viraneleri

Harap bahçelerimde baykuşlar öter şimdi

Cemreler düşmez yüreğime

Kışın hükmü sürer ebedi

Sen bilme iç acılarımı...

Bilme gönül sancılarımı...

Ve sen görme gözyaşlarımı...

Sen üzülme../


Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
2 Eylül 2008 Salı 12:22:03

Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
2 Eylül 2008 Salı 19:23:48
Hadi herkes kendi yarasını sarsın artık.Ne oluyoruz ya mıymıy.Gülün bakiim hepiniz.Hayat herşeye rağmen ne kadar güzel.

Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
3 Eylül 2008 Çarşamba 07:27:38

Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
3 Eylül 2008 Çarşamba 07:30:08

Sarabildinizmi yaraları arkadaşlar.Ben işe bantlayarak başladım.Bu tutarsa sıra ruha gelecek.

Yiğit (ts1112511870)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
307
3 Eylül 2008 Çarşamba 10:18:02
en güzelini yapmısssın

Gül (akgül)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
3 Eylül 2008 Çarşamba 15:43:47
BENCEDE

Cristian (cristian)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
287
4 Eylül 2008 Perşembe 09:10:04
günaydın arkadaşlar ,çok haklısınız yaralar hep kapanır bilirsiniz, ama izleri hep kalır .izler bazen büyük bazende küçüktür  ama hep canımızı yakmıştır. mutlu kalın

Sayfa:1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10İlk sayfa « Geri · İleri » Son sayfa