GERÇEK DOSTLUK > Mesaj Panosu > *** ŞİİRLER BURADA ***

*** ŞİİRLER BURADA ***


GönderenMesaj

Masal perisi (karaağaç)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4940
19 Ekim 2007 Cuma 00:34:09
nasılsın canım. ben çıkıyorum uykum geldi. kendine iyi bak ablası.

Kadir (esder_km)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2771
19 Ekim 2007 Cuma 00:35:49
tamam ablam mutlu rüyalar diliyorum....

Mustafa (drakancem)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4313
19 Ekim 2007 Cuma 09:40:47
bende günaydın diyorum

Masal perisi (karaağaç)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4940
19 Ekim 2007 Cuma 09:47:55
sevgi dolu günaydınnnnn

Kadir (esder_km)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2771
19 Ekim 2007 Cuma 10:41:58
mutlu günler dilliyorum....

Kadir (esder_km)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2771
20 Ekim 2007 Cumartesi 17:03:01
fenerim süper olmuş....

Kadir (esder_km)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2771
20 Ekim 2007 Cumartesi 17:11:04
aman sende nerde bizde o kdar süperlik bizden geçti....

Nazım (nzmrll)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1242
21 Ekim 2007 Pazar 19:34:14

SEN EGELİ BİR KIZIN YÜREĞİNİ AMARA YA TAŞIDIN


Gidenlerin ardından söylenen sözler anlamını bulur mu? O kadar güzel insanlar düştü ki bu toprağa onları anlatmaya çalışmak anlam denizi yaratmak ister. Onları anlatmak umudu, güzelliği, insan onurunu, sevgiyi, barışı, emeği anlatmaktır aynı zamanda. Onları anlatmak doğan çocuğa, kadın yüreğine, insan özüne su gibi akmaktır. Her biri birer çığlıktır karanlığa, isyandır onlar dağları yararak çıkan, toprağa sudur, dile söz, güne ışıktır her biri. Şehitlerimiz bütün zamanları aşıp insanlığa ulaşan tarihin aydınlık yüzlü ve onurlu çocuklarıdır.
Aylardan Mayıs takvim yaprakları tek tek çevrildikçe geçmişin acı kayıplarıyla geliyor zaman. Mayıs ayı; Egeli bir kıza ağıt yakıyor. Dağların yeni bir buluşmayı kucaklaması ansızın gelen bir vedanın hüznüne dönüşüyor. Ellerimizde hala o heyecan dolu merhabanın izleri dururken daha, ayrılık çıkageliyor. Hasretliğini, hasretliğimizi giderememenin sancısı sarıyor her yanı. Mayıs ayı; binlerce acıya tanık yüzlere bir keder daha ekleniyor. Bütün doğa yaşama durmuşken, çiğdem çiçekken her yan bir fidan usulca devriliyor toprağa. Mayıs ayı Amara arkadaşın şehadetini tarihliyor.
Sevda bir kere düştü mü insanın içine dur durak bilmez. Yollara çıkar sevda, engin denizlere kulaç atarak, yüksek dağ zirvelerinin patikalarında soluklanarak büyür. Büyüdükçe sığmaz hiçbir yere. Soluksuz bir koşuya dönüşür zaman, baharın ıslık çalan rüzgarlarına. Eser ve dokunur yüreklere, dost yüzlere. Ta ki o beyaz sabahlara ulaşana dek. Amara arkadaşta onu düşlerindeki güzel dünyaya ulaştıracak sevdanın peşine takılıp yol alanlardandı. Dağlara taşan dost bir yürekti. İçinin güzelliği yansırdı, o herkesi hayran bırakan yüzüne. Yüreğinin yalın sevgisiyle kötülükleri kıskandıracak bütün bir güzelliği taşıyordu. Öyle bir girerdi ki yaşamınıza bir tanrıça silüeti dolaşır sanırdınız etrafınızda.
Ankara’dan Avrupa’ya oradan Kürdistan dağlarına uzanan yaşam yolculuğunda güzel insan olmayı güzel insanla yoldaş olmayı seçmişti. Yok olan insan vicdanına inat bir duyarlılıkla, halkların ortak mücadelesine adamıştı kendini. Kendisine uzak bir ülkenin acılarının, halkların birlikte varolabilmesinin, paylaşımının, mücadelesinin yoldaşıydı. O, Ege’nin deniz kokulu çocuklarının yanında, Kürdistan’ın yalınayak esmer çocuklarının umutlarını bir arada taşıyordu. Önemli olan kaybedilen insanlığın doğaya benzer çeşitliliğini, ortak değerlerini yaşayabilmek değil miydi? Dağ ve deniz ne kadar yakınsa birbirine, dağların ardından güneş nasıl yakamoz olup vuruyorsa denize o kadar cezp edici, o kadar ortak değil miydi yaşam? Yokluğu ve acıyı yaratanlara karşı. Paylaşılacak güzel bir dünyayı aramaya çıkmanın, aydınlığa bir yolcu olmanın gerekçesi o kadar çoktu ki bu coğrafyada. Halkların neden bu kadar yoksullaştığını, yakılan köyleri, mayınlarla oyuncak diye oynarken ölen çocukları, işkenceyi, baskıyı, anaların kaybettikleri evlatlarına yaktıkları ağıtları bilirdi. Bilirdi de görmezden gelebilir miydi gözleri, kuşanmaz mıydı sevdasını acıyı ve yokluğu yaratanlar karşısında. Kini, öfkeyi ve inkarı yüreklere salan, açlığı ve ölümü kader gibi halklara dayatanlar karşısında Amara arkadaş gibi halkların büyük yürekli çocukları da vardı. Amara arkadaşın yaşamı çocuk paylaşımı tadında yalın, çıkarsız verebilme gücüne, insani erdemlerin bütün kuşatılmışlıklara rağmen yaşatılabilme gücüne örnektir.
O insani özünden hiç ödün vermeden yol aldı sevdasına. Ankara’nın resmi duvarları içinde de mücadelesiyle, yüzü aydınlığa dönüktü Avrupa’nın beton kentlerinin içinde de. Yaşamı boyunca inatçı bir arayışçı oldu. İnsani özün filiz verebileceği bir dünyanın suyuydu, emeğiydi O. Hiçbir engel onu bu yoldan bir an bile ayrılmasına sebep olamazdı. Sürekli büyüterek sürdürdüğü mücadele yaşamı bunun en büyük göstergesiydi. Sınırları tel örgüleri aştı sevdası, kalbini Kürdistan dağlarında bıraktı. İçimizde, binlercesinin yürek atışında şimdi. Sonsuzluğa asılı bir yıldız oldu, nicelerinin bakıp seyre duracağı, ona bakarak yol alacağı.
Dilimiz döndüğünce, yüreğimiz yettiğince onu anlatmak, bilelim ve anlayalım diye Amara arkadaş gibi yola düşüp gidenleri, adımlarını duyumsayalım diye yarınların.
Amara arkadaşla Ankara’da tanışmıştık. O dönem Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesinde öğrenciydi. Yurtsever Öğrenci Hareketinde bulunan arkadaşlarla yoğun ilişkleri vardı, bu vesileyle Kürt Özgürlük Mücadelesini tanımıştı. Fakat henüz Türk Sol örgütlülüğündeydi. 1999 yılının sonlarında Türk sol örgütlülüğünden ayrılmaya karar vermiş, Yurtsever Öğrenci Hareketine katılmıştı. Biz o dönemde Kadın Hareketi çalışmalarında yer alıyorduk. Amara arkadaşında hareketimiz içinde kadın çalışmalarını tercih etmesi o dönem açısından bizi şaşırtmıştı. Çünkü o süreçte genç Kürt kadınlarının ilgisi bile yeni yeni gelişiyordu. Üniversitede sosyoloji okuyordu, Özgürlük Hareketinin Kürt kadınında yarattığı özgürlük düzeyini, toplumsal dönüşümü büyük bir hayranlıkla takip etmiş ve katılımını bu doğrultuda geliştirmişti. Çalışmaların başlangıcından itibaren mütevazi ve candan katılımı ona dair olumsuz hiçbir yargının oluşmasına izin vermiyordu. Yetiştirilme koşulları, geldiği kültürel gerçeklik karşısında içimizde hiçbir zaman bir yabancı gibi durmadı. Amara arkadaşın yetiştiği sosyal çevre sınıfsal olarak farklıydı.Gecekondu mahallerine belki de hiç gitmek zorunda kalmamıştı, böyle bir sosyal çevresi yoktu. İlk kitle çalışmasına birlikte çıkacaktık. Onun halk karşısındaki yaklaşımı benim için bir merak konusuydu. Şehrin kalabalığından uzaklaşıp gecekondu mahallelerine yaklaştıkça heyecanını hissediyordum. Evlerde dolaştıkça onu izledim; gözleri ışıldadı, elleri binlerce yıllık yakınlıkla değdi çocukların başına, meraklı meraklı anlamadığı

Masal perisi (karaağaç)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4940
22 Ekim 2007 Pazartesi 00:45:46

yine çok güzel paylaşımlar arkadaşlar. tşk ederim.

nazım sana ayrıca tşk. ne zamandır yoktun. artık arayı uzatma lütfen.

Kadir (esder_km)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2771
24 Ekim 2007 Çarşamba 20:58:03
Vatan



Gönlümdeki mısrayı kalemime bağladım
Kalbimin her atışı Vatan diye seslendi.
Kanayınca yüreğim yüz yerinden dağladım
Kanımın her akışı Vatan diye seslendi!

Asker oldum Vatana büyük bir ihtişamla
Taşıdım sancağımı şerefimle şanımla
Gelinliğe çizdirdim bayrağımı kanımla
Yavrumun her bakışı Vatan diye seslendi!

Bir sergiyi gezerken hayallere dalmıştım
El örmesi kilime hayretlere kalmıştım
Ay yıldızlı deseni yüreğimdir sanmıştım
Gördüğüm her nakışı Vatan diye seslendi!

Nisan yağmuru vardı gökyüzünü karartan
Gözlerde sığınacak mekanları aratan
Bir haykırış duydum ki rahmete rahmet katan
Her yıldırım çakışı Vatan diye seslendi!

Elime albüm aldım dile geldi konuştu
Kurtuluş savaşıydı gönlüm o yöne koştu
Sandım ki yüreğime alevden bir kor düştü
Gönlümü her yakışı Vatan diye seslendi!

Albümdeki her sayfa yüreğime akıyor
Bu İstiklal Marşı ki kalemler ağlatıyor
Bütün sayfalarında Atatürk`üm bakıyor
Kaşını her çatışı Vatan diye seslendi..
Vatan diye seslendi…!

Masal perisi (karaağaç)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4940
26 Ekim 2007 Cuma 20:21:42
harikasın serap çok güzeldi

Kadir (esder_km)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2771
27 Ekim 2007 Cumartesi 11:09:49
serap kim neyse...

Kadir (esder_km)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2771
27 Ekim 2007 Cumartesi 11:10:10
Yalan Aşklar

 
Yalan sevgiler gördüm
İhanetler.
Sahte sözler,
Acılar gördüm

Sevgi adına….

Leyla ile Mecnun görse,
Kahrından bir kez daha ölürdü.
Sevgi, her şey gibi kolay tüketildi
Bu yüzyılda…

Boşuna bu aşk şarkıları
Yalan, bu kadar aşk adına
Yazılan şiirler,
Yalan aşklar
Yalan hayatlar
Yalandan yaşamaya mahkûm olmuşuz
Suçumuz sahte kişiliklerimiz…

Kadir (esder_km)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2771
27 Ekim 2007 Cumartesi 14:47:59
yok o kim diye sordum sadece ismin yani sen olduğunu bilmiyordum afedersin.....

Mustafa (drakancem)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4313
27 Ekim 2007 Cumartesi 15:29:42
merhaba nasılsınız

Mustafa (drakancem)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4313
27 Ekim 2007 Cumartesi 15:57:21
emoş ablam özletiyor kendini serap ya ne çok çalışıyor o öyle

Mustafa (drakancem)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4313
27 Ekim 2007 Cumartesi 16:06:12
saolsun akşamalrı yazışıyoruz ablamla zaten ama cerenimizde çabuk iileşsin artık gerçi toparlamış kendini yakında döner aramıza özlemiş bizleri

Mustafa (drakancem)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4313
27 Ekim 2007 Cumartesi 16:13:56
ya serap benim gruba ceren için bir sayfa açmıştım canımız arkadaşımızın hasta olduğunu duyduğumda sende paylaşım yaparmısın

Mustafa (drakancem)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4313
27 Ekim 2007 Cumartesi 16:20:04
sevgi diyarı

Mustafa (drakancem)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4313
27 Ekim 2007 Cumartesi 16:29:43
tşk ederim serap

Sayfa:1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7İlk sayfa « Geri · İleri » Son sayfa