Gönderen | Mesaj |
|
9 Eylül 2007 Pazar
23:26:30
|
|
|
Adı Olmayan Şiir
Ölüm kadar zordu gözlerin Ne benim oldular, ne aklımdan çıktılar. Son kadehlerim oldun bazen Bazen yeni bir sigarayı yakış sebebim Şimdi ellerinden uzak olduğum kadar uzağım kendimden, Hiç bitmemiş siyah beyaz bir puzzle gibi hayat Parçaları birleştirmeye korkuyorum Bitince sen çıkarsın diye titriyor ellerim. Ölüm kadar zordu ellerin Ne benim oldular, ne aklımdan çıktılar. Ayrılık şarkıları oldun bazen Bazen buralardan kaçış sebebim Şimdi beyazlar dans ediyor saçlarımda Seyretmediğim siyah beyaz bir film gibi hayat Seyretmeye korkuyorum Bitince sen çıkarsın diye dinmiyor gözlerim Ölüm kadar zordu gidişin Ne benim oldun ne aklımdan çıktın.
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
11 Eylül 2007 Salı
23:04:31
|
|
|
işte budur tarık aşkın böylesi nekadar da özel ve güzeldir
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
11 Eylül 2007 Salı
23:08:57
|
|
|
evet çok güzeldir hemde hele karşılıklı birşeyler hissediyorsan sözlere dökülmemişse sadece sesindeki titreme seni de etkiliyosa süperdir ya
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
26 Eylül 2007 Çarşamba
09:55:29
|
|
|
"bu askta nereden cikti"
ne kadar da ilgiliydin benimle ne kadar da iyi bir dost
ama "bu askta nereden cikti"
cunku ask zordu sense kolay elde etmeye alismistin "sevdigin seyleri"
bocaladin ya aski anlamiyordun eskinin "mutlu etmeyen ask " tariflerinden yola cikarak
emindin seni cok sevdigimden ve dusundugumden ama asktan urkuyordun
ve diyordun ki "gerekmez ki aski anlatmaya suslu kelimeler" ama her guzel sey guzel anlatilir kulaklara fisildanarak mavi mavi bakisarak
peki ben kabuguma cekilirsem gitsem uzaklara mutlu olacak misin
peki oyle olsun yeter ki sen uzulme deli mavim
sen mutlu ol yeter bana
Hamdi Kurtulmus
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
29 Eylül 2007 Cumartesi
23:07:49
|
|
|
 
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
1 Ekim 2007 Pazartesi
23:00:51
|
|
|
harikasın tarık. çok güzeldi
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
2 Ekim 2007 Salı
12:51:20
|
|
|
ALLAH DOSTLUKLARDAN AYIRMASIN, SEVGİLER
Dost musun?
Öyleyse canın canımdır…
Aynan olmalıyım…
Yüzüne söyleyebilmeliyim her şeyi…
Hem sakınmadan, mertçe…
Hani bilirsin, esirgemem lâfımı,
Ne şekil gelirse, öylece…
Hazırım tüm içtenliğimle konuşmaya, ama,
Seni de dupduru isterim karşımda…
Dostsan,
Gözlerimin içine baka baka yaka silk benden!
Arkamdan şikayetlenme!
Yiğit ol! Gerekirse yiğitçe azarla, çekinme!
Lâf değil, icraat beklerim senden!
Öyle bak ki, hislerini görebileyim…
Öyle hisset ki, güvenle bakabileyim…
Sevmem, ölenin ardından ağıt yakmayı!
Dil dönerken söylenmeli her şey…
Kulak duyarken anlatılmalı…
Göz bakarken bakmalıyım sana…
Can sağ iken sarılmalı…
Keşkelere meydan vermemeli,
Hayatım pişmanlıklarla yoğrulmamalı….
Hayır!
Dirime selâm vermeyen,
Ölüme de fazla yaklaşmasın!
Dostsan, ölmemi bekleme!
Haklıysam, yaşarken savun beni!
Yaşarken yanımda ol!
İnanmışsan bana, kimse çevirmesin seni yolundan!
Ve inanmamışsan, sakın rol yapma!
Her söylediğimi onaylaman şart değil…
Her yaptığımı beğenmen de gerekmez…
Dostsan, rahatça eleştir, fikrini rahatça söyle, sıkılma Yadırgayabilirsin beni,
Ve ben de seni tuhaf bulursam şaşırma…
Kandırmanı aslâ kabul edemem!
Her dediğini, her yaptığını hoş görürüm, ama,
Beni, bana sormadan yargılama!
Her yediğimiz aynı olmaz belki,
Her dakikamız birlikte geçmez…
Her güldüğünde gülmeyi garanti edemesem de,
Ağladığında seninle birlikte oturup ağlarım… Belki her çağırdığında gelemem fakat,
Derdine ortak ararsan, koşarım…
Ben de herkes gibi insanım elbet,
Ne göklere çıkar beni, ne de yerin dibine sok! Senin işin bu değil!
Benim zaten bir yerim var herkes gibi yer ile gök arasında…
Dostsan,
Küçümsemeden, küfretmeden,
Sevgiyle, saygıyla ve huzurla gel sokağıma…
Dinlenmek istediğinde, hiç düşünme, sana özel bir limanım, ama… Yorulduğum zamanlarda,
Dilediğimce sığınabilmeliyim koylarına…
Seni bir çocuk kadar saf sevebilirim
Ve bir deli kadar art niyetsiz…
Uğruna seve seve hesabı şaşırırım…
Görmezden gelebilirim yanlışlarını…
Başkaları enayilik sayabilir,
Başkaları akılsızlığıma yorabilir,
Bunları dert bile etmem, ama,
Sen, aslında aptal olmadığımı,
Her an, tekrar tekrar hatırla!
Ve sakın beni aptal yerine koymaya kalkışma!
Seviyorsan, cimrilik etme, söyle!
Muhabbeti varken, yokmuş gibi yapanla,
Hiç sevmediği halde, yılışıp durana sinir olurum! Neyse, o olmalı insan…
Kendisi olmaktan korkmamalı!
Kendisi olmaktan kaçmamalı!
Bil ki, sensin diye seni bırakmam, ama,
Ben olduğum için bırakırsan beni,
Yas da tutmam arkandan!
Bedel mi?
Ödemeyeceksen çıkma yola!
İçten pazarlık edersen, ancak kendine edersin… Kendince küser barışır, kendi kendini yersin!
Dostsan, mevsimince yağ…
Kışsan kar ol, güzsen yağmur…
Soğuğuna, sıcağına, esip savurmana itiraz etmem, Senden, ille de bahar olmanı beklemem, ama,
Dayanmalısın en şiddetli fırtınalarıma…
Belki de çok geldi bunca talep…
Bana karşı hiçbir mecburiyetin yok, korkma…
Sana fazla geldiğim ilk anda,
Arkana hiç bakmadan, dönüp gidebilirsin…
Geçip gidebilirsin, borçluluk hissetmeden…
Mutlaka bir açıklama da beklemem senden.
Dost musun?
Öyleyse, canın canımdır,
Yoluna baş koymaya hazırım ya,
Başını da yollarımda isterim, unutma!
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
2 Ekim 2007 Salı
23:17:30
|
|
|
tşk ederim
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
4 Ekim 2007 Perşembe
09:40:48
|
|
|
Artik Gel
Yar eski davalar gecti artik gel Korkuna odenecek yok bir bedel Soyle, seni azad etsin gurbet el Tum saatleri vuslatina kurdum
Seni hic kimse koparamaz benden Bitmez askimin kokeni ta genden Ucacaksa ucsun ruhum bedenden Onca yil hicrani ahimla vurdum
Yasanacak yillar gecmis olsa da Hesap kalmadi vurdugun masada Yuregim ne gamda ne de tasada Artik neselerin safina durdum
Korkma sen alnimiz ak basimiz dik Cekecegimiz kadar zaten cektik Yufka yuregim zalimlere celik Rabbimden korumali su gonul yurdum
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
15 Ekim 2007 Pazartesi
22:12:00
|
|
|
farkim kalmadigini biliniz sokaktaki dilenciden. ask mendili seriyorum onunuze kalbinizi caliyorum israrla butun gun sizi dileniyorum, bir parca sevgi verir misiniz diye.
farkim kalmadigini biliniz topraktaki demir cevherinden. cikarip, isittiniz yumusatip, erittiniz beni. sabirla abihayat bekliyorum ellerinizden icimdeki celige. bir yudum su verir misiniz diye.
farkim kalmadigini biliniz buluttaki yagmurdan. yukledigim bir katre umut goklerdeki yildiz falindan. aciyorum siz kapiyorum siz. ustunuze dusecegim yakinda, kuzeyden, kesislemeyle. piriltili simsek sanirsiniz.
gelin; saganagima tutulun gozlerimde, bir sure benimle islanip yikandiginizda benden bir farkiniz kalmasin diye.
|
|
|
18 Ekim 2007 Perşembe
20:24:04
|
|
|
YARALI
neden bu haldesin diye sormayın bana
sevgimi verdiğim sevgimi çaldı
karışmayın ne olur gözyaşlarıma
hançeri yemişim yüreğim yaralı
kalbimi vermiştim onun yoluna
ferhat olmuştum aşkı narına
bu kalp dayanıpta çıkmaz yarına
sevgimi çaldılar kalbim yaralı
YALNIZ SEN
|
|
|
18 Ekim 2007 Perşembe
20:34:24
|
|
|
Sevmeyi bilmeyen ne anlasın
Gül yüzlerde solmuş güller açmaz oldu söyle Niçin garip aşıklar düşmüş sefil yüreklerde Sevda bağlarında bülbül feryat eder güle Aşık şem a yanar sevmeyi bilmeyene
Kaç aşık bir maşuk uğruna düştü çöllere Umut besledi benim gibi kuru bir gülde Aşık olanın derdi vuslat bulmaktır sevgiliye Naz eder sevmeyi bilmeyen merhametsiz zalimce
Kim var benim gibi derde düş olup aşka yanan Bir hayale uğrunda koşan varmı benim gibi yorulmadan Aşk ehlinden olup ölümü bekleyen aşkı tatmadan Varmıdır benim gibi Firavun yürekliye aşk ilan eden
Zaman nedir sevmeyi bilmeyene aşk hikayedir Çile dost olur şem a yanan aşığa şerbettir Zehir aşık olan için bir tebessüm ilk bahardır Sevmeyi bilmeyen ne anlasın aşk sevgi nedir
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
18 Ekim 2007 Perşembe
23:03:02
|
|
|
çok çok güzel bunlar sağolun arkadaşlar
|
|
|
18 Ekim 2007 Perşembe
23:05:49
|
|
|
en son orjinal yapıtım ablam
|
|
|
18 Ekim 2007 Perşembe
23:05:51
|
|
|
Bir Damla Okyanus
Sevgim bir okyanussa Gösterebildiğim yada sana anlatabildiğim Sadece bir kaç damlasıdır Gözlerimde gördüğün mutluluksa İçimdeki senin yansımasıdır
İsmini yazarken dalgalar kalbimin kıyısına Büyülü kelimeler fısıldıyor kulağına benden sana Yürümeye çalışan masum bir bebek gibi Her adım atışımda muhtacım sana
Sevgi muhtaç olmaksa Muhtaç olduğum sensin...
Sen yanımda yokken neyin önemi varki Nefes alışım bile anlamsız belki Gözlerinde kaybolup giderken bilki Çığlık atarcasına susarım sana
Sevgi suskun olmaksa Suskun olduğum sensin... . . .
Seninle geçen her saniyemin Bir adı sevgi, bir adı aşk! Artık hiç üşümeyen yüreğimin Sebebi sen, anlamı aşk!
Sevgi aşık olmaksa Aşık olduğum sensin...
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
18 Ekim 2007 Perşembe
23:07:57
|
|
|
tahmin ettim abulam çok güzel olmuş.
|
|
|
18 Ekim 2007 Perşembe
23:10:12
|
|
|
tşk ederim abulam
|
|
|
19 Ekim 2007 Cuma
00:28:12
|
|
|
Kimsesiz
Sevgisiz olmuyor ama.. Kimsesiz de olmuyor hani.. Böylesine perişanken.. Sevmesede.. anlamasada.. birileri olsun istiyorum yanımda.. Dinlemesin anlattıklarımı,saçmaladığımı söyleyip dursun.. Yutkunayım sözcüklerimi,göz yaşlarımı.. Ama yalnız olmayayım.. Böylesi fazla be tanrım.. Gerçekten.. Ağır geliyor.. Bu şarkılar böylesine biçareyken dinlenmiyor.. Acı veriyorlar.. Bitmiş bir aşkım bile yok.. İçimde cılızca kıvranır diye bekleyeceğim.. Her şeyim tükendi artık.. Eridim kendi avuçlarımda.. Ne özlemlerim kaldı,ne de satırlarım… Yazıp yollayacağım mektupların sahipleri.. Yok artık.. Birkaç şiirim var işte.. Kızıl kış akşamlarında yazdığım.. Birkaç tanede yırtılmamış fotoğrafım.. Sapsarıyken saçlarım daha.. Her şeyim değişti.. Saçlarım gibi.. Gülüşüm.. Her şeyim değişti bir bir.. Şimdiki çabamsa geri dönmek için.. Tüm dönemeçlerden geriye dönmek için.. Kaybolduğum yerden..
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
19 Ekim 2007 Cuma
00:30:00
|
|
|
ahh ahhhh
|
|
|
19 Ekim 2007 Cuma
00:33:12
|
|
|
ya işte...
|
|