|
Gönderen | Mesaj |
|
Yemliha (gülbahçeli)
5437
|
|
|
|
Yemliha (gülbahçeli)
5437
|
|
|
|
6 Nisan 2009 Pazartesi
23:28:25
|
|
|
güzel klipler...
|
|
|
7 Nisan 2009 Salı
20:04:55
|
|
|
BANA BIR SARKI SOYLE
Ozledim sesini ne olur konus
Bir gul actir zamanlarin otesinden
Karanliklar icindeyim, kapkarayim bugun gel
Gok mavisinden, deniz mavisinden
Bana bir sarki soyle
Icimde bir sey kimildiyor
Gozlerim kan canagi, yorgunum, uykusuzum
Bir baksana ne haldeyim deli divane
Yaraliyim, caresizim umutsuzum
Bana bir sarki soyle
Yagmur ol yag usme, gunes ol isit
Dokul karanligima isiklar gibi
Al beni, en uzaklara gotur
Sesin aksin icimde bir pinar gibi
Bana bir sarki soyle
Butun renkleri kat birbirine
Buram buram bir turuncu getir gecen yazdan
Bir tuy gibi, bir bahar dali gibi
Hafiften, inceden, guzelden, en beyazdan
Bana bir sarki soyle
Bazan kar nasil hazin yagar bilirsin
Kursuni bir gokyuzunden aglamakli
Iste oyleyim, kapkarayim bu gun gel
En huzunlu sesinle, en dokunakli
Bana bir sarki soyle
UMIT YASAR
|
|
|
7 Nisan 2009 Salı
20:05:40
|
|
|
ASKA DONUS
Donebilmek o donusu olmiyan yollardan Surekli bir aldanis bir daha bir daha Hic bitmeyecek gecelerden bir sabaha Cikabilmek ve sevmek durmadan usanmadan
Konusmak konusmak gozlerle fisiltilarla Duymak buyulu sicakligini beyaz ellerin Her gecen dakika var oldugunu anlamak icin Yasamak arzu dolu dudaklarda, sarkilarla
Unutmak ne varsa kotulukten yana Inmek sevilen gozlerin derinligine Oyle mutlu, oyle sarhos, alabildigine Bin yil icmek o sulardan kana kana
Her gun ona kosmak daglardan tepelerden Her yerde, her zaman onsuz edememek O en tatli hayal, en buyuk gercek Anlarsin tasan o gunlerden gecelerden
Sonra bir gun o butun karanliklari yirtasin gelir Basini alip gidesin gelir uzak denizlere Artik her sey bos ve yalan sevdin ya bir kere Her yerinden bir bugu halinde o yukselir
Sen yoksun artik anla yeryuzunde bir o var Onun elleri var, gozleri, dudaklari Anlarsin tenin besledigi zaman topraklari Ve hala seversin zaman bitinceye kadar
Yeniden var olustur ya da bir baska turlu olustur bu Nice aldanmalardan sonra bir aska donustur bu.
UMIT YASAR
|
|
|
7 Nisan 2009 Salı
20:06:43
|
|
|
Hatirlar misin Ilk optugum gunu dudaklarindan Basimin donmesini, tenimin tutusmasini Yillar yili kendi yataginda kaybolan Nehrimin, denizine kavusmasini Hatirlar misin
Hatirlar misin Ayri ayri yasadigimiz binlerce geceden ayri Bir geceyi, sabahsiz, cilgin, dopdolu Ve senin ozleminle simsiki saran kolu Hatirlar misin
Hatirlar misin Ormanda dibe vurusunu gun isiginin Agaclarin urperisini derinden Basini omuzuma koyusunu, dalgin Sonra bir yanginin baslayisini ellerinden Hatirlar misin
Hatirlar misin Kendimizden gecerek, alabildigine Birlikte gittigimiz o yerleri O agacli yol, o serin kumsal, o meyhane Ve gullerin aglayisini bir aksam uzeri Hatirlar misin
Hatirlar misin Nasil bir kosuydu o doludizgin Ne kadar yogu var etmistik birlikte O seven gonullerimiz bir cift guvercin Gibi nasil kanat cipmislardi mavilikte Hatirlar misin
Hatirlar misin Gun boyu seninle caglar astigimizi Bir yalan dunyada yalansiz severek Tanriya yaklasip Tanrilastigimizi Soyle hatirlar misin bir gun beni Hatirlar misin ?.........
UMIT YASAR
|
|
|
7 Nisan 2009 Salı
20:09:18
|
|
|

Gecenin hüznü toprağa karışırken Ben pencerekler önünde... Bir parça yakamoza sığınmış seni düşlüyorum Yalnızlık içimi burkarken Karanlık üzerime gelirken Bir damla daha düşüyor yere Ve bir Ahh daha!! Yağmurlar vuruyor pencereme Toprak kokusu.. Bir aşk sarıyor bedenimi Anılar canlanıyor önümde İki deli aşık gözlerimde Karanlık geceme birde kara bulut çöküyor Geceler yetmiyor senli düşüncelerime Hazin hazin ağlıyorum... Şafak sökmek üzere Her yer mutlu bir kızıllık içinde Beni bir mutluluk sarıyor Gündüzlerim çare oluyor sensiz gecelerime...
|
|
|
7 Nisan 2009 Salı
20:09:53
|
|
|
Mutluluk... Mutluluğu birtek aşk dolu yüreklerde değilde Yaşamın tümünde aramalıyız aslında Mutluluk... Sabaha gülümseyen o güneşi izlemek mutluluk. Seherle esen tertemiz hava O havayı solumak mutluluk. Bir bebeğin sıcak kokusunu almak mutluluk. Çocukların neşesi mutluluk. Başta anne baba Akşam eve güler yüzle gelen eş sevgili mutluluk. Güne sıcak bir merhaba demek mutluluk. Kuşların semada halini görmek mutluluk. Sadece etrafımızdaki düşkünleri görünce değilde Her daim onları gözetmek mutluluk. Yağmurla güneşi kıyaslamadan İkisininde ayrı nimeti bereketi olduğunu bilmek mutluluk. Şiir yazabilmek okuyabilmek mutluluk. Her gülde.. Sevgililer sevgilisi efendimizi koklamak mutluluk. Yaradanın varlığını bilmek mutluluk. Onun her anımızda hatalarımızda arka arkaya yanlışlarımızda Yanımızda olduğunu hissetmek mutluluk. En yanlız saatlerimizde bile bizi izlediğini bilmek Dişsiz dostsuz kaldığımızda ona ellerimizi açmak Ve ona dua etmek dahi mutluluk. Rabbin bunca nimetleri bize sunması mutluluk. Yaşam bu kadar mutluluk doluyken Bizler nasıl isyana düşüyoruz.. Nasıl birer aciz beden ve yüreğiz.. Nasıl...nasıl...nasıl...
|
|
|
7 Nisan 2009 Salı
20:10:20
|
|
|
|
|
|
7 Nisan 2009 Salı
20:10:39
|
|
|
|
|
|
7 Nisan 2009 Salı
20:11:27
|
|
|
|
|
|
7 Nisan 2009 Salı
20:11:50
|
|
|
|
|
|
7 Nisan 2009 Salı
20:12:20
|
|
|
|
|
|
7 Nisan 2009 Salı
20:12:57
|
|
|
|
|
|
7 Nisan 2009 Salı
20:14:10
|
|
|

Kapında kölen olmuşken Yılları paylaşmışken Beni bırakıp gidersen Yalancısın kadınım
Zor zor yalnızlık ne zor zor zor sensizlik ne zor
|
|
|
7 Nisan 2009 Salı
21:06:59
|
|
|
özden beni korkutmaya başladın...  
|
|
|
7 Nisan 2009 Salı
23:51:05
|
|
|
neden korktun onur,
|
|
|
Yemliha (gülbahçeli)
5437
|
|
8 Nisan 2009 Çarşamba
00:35:04
|
|
|
Neden sustun ki! Senden söyleyecek nelerim vardı benim, Senin benden duyacak nelerin. Bu yolu belirsiz tarihin ışığı sendin, Sen dedindi bana, kimsenin söyleyemediğini. Şimdi, Anlamsız kere, Bu susmak niye? Her şeyin uçuk hayal rengi bir tadı var, anladım. Bu düş daha çok kekeletecek benim iflah olmaz yüreğimi. Elindeki,dut ağacından çatallanmış sapanla, içimin camlarına taş atıp kaçıyorsun. Batıyor kırılanlar, bir şiddetin şangırtısını kanırtarak düşüncelerime. Ağzımda patlıyor sustuklarım. Senin sustuğun kadar ben durabilseydim keşke. Bak! Galibiyet diyorlar bunun adına. Oysa en mağdur hislerini siliyorsun parmak uçlarının, yaşanmamış anıların gediğine doldurarak çoğulluğunu. Neleri çiğniyorsun içinin yorgun yollarında kendini aldatarak, benden kaçırarak bir bilme-sen- Beynimde varsayımlar gizlembeci oynamaktan yoruldum. Neden ebe hep benim? Işıklarını söndürüp bütün dünyanın, seni sobelemeye çalışan neden ben? Yüzüm iki elimin arasıda ekvatora dayalı gibi. Bir bakmışım arkamda kimse yok. Önüm, arkam, solum, sağım... Ben aşığım. Burulur içim, kimden gelse adının o çok yüzlü anlamı. Uzağım, Olmazım, Yazılmaz yazım... Bütün bu iniltiler yokluğun diyedir, varlığını bilmeden yandığım. Sonbahar izli, kış yüzlü bu esmer hikaye senden kalma. Benim anlattığım, Benim dinlediğim, Mor başaklı ovaların nazlı kumlarını gözlerime doldurduğum, Bir vadi sargınlığında alizeleri yüzüme vurduğum, Islıklar, konçertolar, piyano sesleri hıçkıran bir gecenin ağzından şaraplar içtiğim esmer hikaye, senden kalma. Avuçlarımda hala bir dokunuşun sızısı var. İki hayalet dans ediyor gözlerimin önünde, ritimsiz bir ezginin metronomuna uydurarak ayaklarını. İçleri boş, dışları kan. İkisi de, ölü kokusundan yapılmış bir mumun duvarları islendirerek çıkardığı gri birer duman. Ben bütün hayaletlerin düş izleyicisiyim. Sen bilmezsin. Her gece bir yokluğun semeresini yaratıp yok eden benim, Sinsi oyunların eşiğinde beşikler kuran. `Acaba` ve `keşke`li çıkınlar biriktirip düğümünü açamayan da benim. Eğer yanmayacaksan benim kadar, Denize at duyduğun, bildiğin ne varsa. Böyle suskun, böyle suskun, böyle suskun kalacaksan, Bir dağ başından yuvarla beni dipsiz kuyular keşmekeşine. Ezan sesleri kaçar kulağıma bir Cuma öğlesinden. Bir vapur güvertesinde, Herkesin içinde, Herkesten habersiz bir kız atlar denize. Ayağından yakalar bir ses, -daha var...gitme- Gözleri İzmir kıvamında bir hayal serilir düşlerimin önüne. Bütün denizleri `Kordon Boyu` bağlarım birbirine. Ege`nin havası bulaşır ellerime, Senin türkülerinden bir zeybek patlatırım döne döne. Dalarım. Önüm Ankara, ardım İstanbul olur. Ezan biter ve ben dönerim Sultanahmet yankılarından Hacı Bayram Veli`ye. Dalarım, Sen geçersin gözümün önünden, Ben oturur ağlarım hiç aklımda yokken. Seni aramayı arıyor ellerim. Senin yeltenmediğin her öyküye ben kulp takıyorum. Ateşe veriyorum birini, Bir değneği suluyorum belki dalları çıkar diye. Düşkün bir avazın ortasından bağırıyorum. Her çığlığın çarpmasına adını ekliyorum, yiv yiv parçalanıyor içim. Susuyorum, Duymuyorsun. Yeşil entarili umutlar bağlıyorum bir söğüt ağacının ölgün yaprağına, Toprağa sarılıyorum sen diye. Seni bağırıyorum, bir yağmur iniyor gökten, Gök delinircesine...
|
|
|
8 Nisan 2009 Çarşamba
17:46:24
|
|
|
işte budur yemliha elini öpmek lazım sanırım...
|
|
|
Yemliha (gülbahçeli)
5437
|
|
8 Nisan 2009 Çarşamba
23:56:31
|
|
|
rica ederim onur eli öpülecek kadar olmadık daha
|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|
|