GERÇEK DOSTLUK > Mesaj Panosu > *** RESİMLER, YAZILAR BURADA ***

*** RESİMLER, YAZILAR BURADA ***


GönderenMesaj

Masal perisi (karaağaç)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4940
10 Haziran 2007 Pazar 19:54:47
GÜZEL OLAN NE VARSA RESİM YAZI MÜZİK BURADA OLSUN.

Masal perisi (karaağaç)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4940
11 Haziran 2007 Pazartesi 09:33:07
günaydın bunlar çok güzel erkan tşk. ederim balam.

Masal perisi (karaağaç)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4940
23 Haziran 2007 Cumartesi 10:13:22
Goz kirpistirmak kadar kolay olsa keske hayat Hersey bir evcilik oyunu
kadar basit olsa, Iskambil kagitlarindan yaptigin kule devrildiginde Bastan
almak ne kadar kolaysa Bu hayati yasamakta okadar kolay olsa keske Bir
su damlasi kadar berrak ve sade olsa hersey Yapmacik olmasa gulusler Soguk
olmasa sarilislar Yalan olmasa verilen sozler Aldatmasa insani yasanan
sevgiler Yuzune esen ruzgar alip goturse keske Yuregindeki
firtinalari Yerine
ekse tum umut papatyalarini Hayati yasamak zor olmasa keske Menfaat
ugruna ezmese insanlar Minicik kalplerimizi Unutulmak diye bisey
olmasa Hep
akilda kalsa anlik hatiralar Animsanan bir bakis alip goturse yurekleri Cook
uzak hayallere Hicbirseye gec kalmasak Yada hicbiseye erken
ulasmasak Hersey
tam zamaninda tamda olmasi gerektigi gibi Olmasi gereken yerde
olsa... Bebek
gibi yureklerimize islese sevdalar Masum sicak tertemiz yazilmamis sayfalar
acsak hayata birlikte Dokunmadan opmeden titresek Titretsek
yurekleri... Ne
is telasi olsa ne calan telefonlar Yemyesil kirlarda yagmur altinda kossak
umutlara Bilinmeyen hayallerimizi haykirsak gokyuzune Sonra uzansak islak
cimenlere Tenimizi yakan hislerimizden kurtulsak.. Hayati yasamak zor
olmasa keske... Keske sevsek olumune, keske yasasak delice, elele
gozgoze, inatla umutla, hayata bas kaldirabilsek keske elele daima
ileriye daima umutla daima askla yuruyebilsek keske.. hayati yasamak zor
olmasa keske

Masal perisi (karaağaç)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4940
23 Haziran 2007 Cumartesi 12:07:12

*ACELE KARAR VERMEYIN....
Cin dusunuru Lao Tzu`nun oykusu........



Koyun birinde bir yasli adam varmis. Cok fakirmis ama
Kral bile onu kiskanirmis... Oyle dillere destan bir beyaz ati
varmis ki, Kral bu at icin ihtiyara nerdeyse hazinesinin
tamamini teklif etmis ama adam satmaya yanasmamis..

"Bu at, bir at degil benim icin; bir dost, insan
dostunu satar mi" dermis hep. Bir sabah kalkmislar ki,
at yok. Koylu ihtiyarin basina toplanmis: "Seni ihtiyar bunak,
bu ati sana birakmayacaklari, calacaklari belliydi. Krala
satsaydin, omrunun sonuna kadar beyler gibi yasardin.
Simdi ne paran var, ne de atin" demisler...

Ihtiyar: "Karar vermek icin acele etmeyin" demis.
"Sadece at kayip" deyin, "Cunku gercek bu.
Ondan otesi sizin yorumunuz ve verdiginiz karar.
Atimin kaybolmasi, bir talihsizlik mi, yoksa bir sans mi?
Bunu henuz bilmiyoruz. Cunku bu olay henuz bir baslangic.
Arkasinin nasil gelecegini kimse bilemez."

Koyluler ihtiyar bunaga kahkahalarla gulmusler.
Aradan 15 gun gecmeden at, bir gece ansizin donmus...
Meger calinmamis, daglara gitmis kendi kendine.
Donerken de, vadideki 12 vahsi ati pesine takip getirmis.
Bunu goren koyluler toplanip ithiyardan ozur dilemisler.
"Babalik" demisler, "Sen hakli ciktin. Atinin
kaybolmasi bir talihsizlik degil adeta bir devlet kusu
oldu senin icin, simdi bir at surun var.."

"Karar vermek icin gene acele ediyorsunuz"
demis ihtiyar. "Sadece atin geri dondugunu soyleyin.
Bilinen gercek sadece bu. Ondan otesinin ne getirecegini
henuz bilmiyoruz. Bu daha baslangic.
Birinci cumlenin birinci kelimesini okur okumaz
kitap hakkinda nasil fikir yurutebilirsiniz?"

Koyluler bu defa acikcn ihtiyarla dalga gecmemisler
ama iclerinden "Bu herif sahiden gerzek" diye gecirmisler...
Bir hafta gecmeden, vahsi atlari terbiye etmeye calisan
ihtiyarin tek oglu attan dusmus ve ayagini kirmis.
Evin gecimini temin eden ogul simdi uzun zaman
yatakta kalacakmis. Koyluler gene gelmisler ihtiyara.
"Bir kez daha hakli ciktin" demisler.

"Bu atlar yuzunden tek oglun, bacagini uzun sure
kullanamayacak. Oysa sana bakacak baskasi da yok.
Simdi eskisinden daha fakir, daha zavalli olacaksin"
demisler. Ihtiyar "Siz erken karar verme
hastaligina tutulmussunuz" diye cevap vermis.

"O kadar acele etmeyin. Oglum bacagini kirdi.
Gercek bu. Otesi sizin verdiginiz karar. Ama acaba
ne kadar dogru. Hayat boyle kucuk parcalar halinde
gelir ve ondan sonra neler olacagi size asla bildirilmez."

Birkac hafta sonra, dusmanlar kat kat buyuk bir ordu
ile saldirmis. Kral son bir umitle eli silah tutan
butun gencleri askere cagirmis. Koye gelen gorevliler,
ihtiyarin kirik bacakli oglu disinda butun gencleri
askere almislar. Koyu matem sarmis. Cunku savasin
kazanilmasina imkân yokmus, giden genclerin ya
olecegini ya da esir dusecegini herkes biliyormus.

Koyluler, gene ihtiyara gelmisler... "Gene hakli
oldugun kanitlandi" demisler. "Oglunun bacagi kirik
ama hic degilse yaninda. Oysa bizimkiler,
belki asla koye donemeyecekler. Oglunun bacaginin
kirilmasi, talihsizlik degil, sansmis meger..."

"Siz erken karar vermeye devam edin" demis,
ihtiyar. "Oysa ne olacagini kimseler bilemez.
Bilinen bir tek gercek var. Benim oglum yanimda,
sizinkiler askerde... Ama bunlarin hangisinin talih,
hangisinin snssizlik oldugunu sadece Allah biliyor."



Lao Tzu, oykusunu su nasihatla tamamlamis:

"Acele karar vermeyin.
Hayatin kucuk bir dilimine bakip
tamami hakkinda karar vermekten kacinin.
Karar; aklin durmasi halidir.
Karar verdiniz mi, akil dusunmeyi,
dolayisi ile gelismeyi durdurur.
Buna ragmen akil,
insani daima karara zorlar.
Cunku gelisme halinde olmak
tehlikelidir ve insani huzursuz yapar.
Oysa gezi asla sona ermez.
Bir yol biterken yenisi baslar.
Bir kapi kapanirken, baskasi acilir.
Bir hedefe ulasirsiniz ve
daha yuksek bir hedefin hemen
oracikta oldugunu gorursunuz."

*Lao Tzu-alinti-


Masal perisi (karaağaç)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4940
26 Haziran 2007 Salı 21:54:51
*YASADIKLARIMDAN NELER OGRENDIM ?

YAS 5
Anne ve babamin birbirlerine bagirmalarinin beni ne kadar
korkuttugunu
ogrendim.

YAS 7
Mesrubat icerken gulersem ictigimin burnumdan
gelecegini ogrendim

YAS 12
Bir seyin degerini anlamanin en iyi yolunun bir sure
ondan yoksun kalmak oldugunu ogrendim.

YAS 13
Annemle babamin elele tutusmalarinin ve opusmelerinin
beni daimamutlu

YAS 15
Bazan hayvanlarin kalbimi insanlardan daha fazla
Isittigini ogrendim.

YAS 18
Ilk genclik yillarimin keder, saskinlik, istirap ve
asktan ibaret oldugunu ogrendim

YAS 24
Askin kalbimi kirabilecegini ama buna deger oldugunu
Ogrendim.

YAS 33
Bir arkadasi kaybetmenin en kestirme yolunun ona odunc
para vermek oldugunu ogrendim.

YAS 36
Onemli olanin baskalarinin benim icin ne dusundukleri
degil, benim kendi hakkimda ne dusundugum oldugunu ogrendim.

YAS 38
Esimin beni hala sevdigini, tabakta iki elma kaldiginda
kucugunu almasindan anlayabilecegimi ogrendim.

YAS 41
Bir insanin kendine olan guveninin, basarisini buyuk
Oranda belirledigini ogrendim.

YAS 44
Annemin beni gormekten her seferinde sonsuz mutluluk
duydugunu ogrendim..

YAS 46
Yalnizca minik bir kart gondererek bile birinin gonlunu
aydinlatabilecegimi ogrendim.

YAS 49
Herhangi bir isi yaptigimdan daha iyi yapmaya
calistigimda, o isin yaraticiliga donustugunu ogrendim.

YAS 50
Sevgi, evde uretilmemisse, baska yerde ogrenmenin cok guc
olabilecegini ogrendim.

YAS 53
Insanlarin bana, izin verdigim bicimde davrandiklarini
ogrendim.

YAS 55
Kucuk kararlari aklimla, buyuk kararlari ise kalbimle
almam gerektigini ogrendim.

YAS 64
Mutlulugun parfum gibi oldugunu, kendime bulastirmadan
baskalarina veremeyecegimi ogrendim.

YAS 70
Iyi kalpli ve sevecen olmanin, mukemmel olmaktan daha
iyi oldugunu ogrendim.

YAS 82
Sancilar icinde kivransam bile baskalariina basagrisi
Olmamam gerektigini ogrendim.

YAS 90
Kiminle evlenecegin kararinin hayatta verilen en onemli
karar oldugunu ogrendim.

YAS 95
Ogrenmem gereken daha pek cok seyler oldugunu ogrendim.

Dun sabaha karsi kendimle konustum
Ben hep kendime cikan bir yokustum
Yokusun basinda bir dusman vardi
Onu vurmaya gittim kendimle vurustum

*

Masal perisi (karaağaç)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4940
26 Haziran 2007 Salı 22:02:39
MERHABA SUAT

Masal perisi (karaağaç)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4940
1 Temmuz 2007 Pazar 12:45:30
Oznesi, nesnesi, yuklemi yerli yerinde bir yazi yazmak istedigimde
cagrisimlarim imdadima degil elimi kolumu baglamaya kosuyorlar!

Bak yine basladilar...

Efendim acik secik anlatayim da kurtulayim bari.

Beynimin ilk muracaat yeri cagrisim merkezi oluyor. Bazen de muracaatsiz
geliyorlar, direk teftise! Malumunuz cagrisimlarin isiginda yururuz ay
isigindan once. Ihtiyac hasil olunca, doruk noktasindayken ver elini gece!

Cagrisimlarla acilar koalisyon yapmislar. Mavi dusler, meltemler; karabasan
oldu. Zira, uzun uzun cayirdan cimenden, ince patikalardan, papatya ve
lalelerden bahsedebilecekken, aci damarim savusturuveriyor hepsini. Varsa
yoksa arabesk notalar ususuyor tepemden.

Tum betimlemeler ilk hecesinde derin bir âha donusuveriyor. Boylece koskoca
yazi once siire,, siirler rubaiye ve bakmissin tek bir dizeye, kelimeye,
harfe dusmusler!

Yoksa derin bir ``yazar cilesi`` hali mi yasiyorum veya bilmeden ozgun bir
felsefe mi yakaladim dersiniz...!

...

(Ise yariyor sanirim. Ne kadar basit yazarsam ve bamtelinden uzak durursam
cagrisimlar ve aci uykuya daliyorlar...)

Acidan beslenen sairler bilirim. Hatta biri demekteydi ki, ``siir yazabilmem
icin asIk olmaliyim``... Suni de olsa bir askin kapisini aralamak istiyordu
(zavalli)...

Peki, askin devirdigi koca cinarlara ne demeli? Onlar zavalliligin hangi
mertebesindedirler?

...

Gelelim sadede Eh, tavsan kani cay gelmisse masaya, gece fisildamaya
basladiysa kendi melodisini, ben caresiz, cagrisimlara teslim!

``Yanibasimda`` ne varsa mesela, yanibasimda olmayani hatirlatiyor. ``Degil
mi cagrisim?``

Konusuyorsam, nicin ``onunla`` degil? Oyle ya?

Yaziyorsam niye ``ona`` degil?

Gidiyorsa biri, ``o`` mu acaba?

Bakiyorsam, veya her ne yapiyorsam, bir sekilde olmuslarla ve olmayacaklarla
ilintili degil mi?

Tamam, pes ettim simdi...

Yine bitti ozneler,
gitti nesneler,
uctu yuklemler...

Yar bana bir care!
Cigerim bin bir yâre,

Yar!

Yar sinemi yar!

...

@kdeniz

--
Eline almis bir cicek, sevecek sevmeyecek. Ah, koca sersem cicek nerden
bilecek...

Masal perisi (karaağaç)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4940
1 Temmuz 2007 Pazar 12:59:48
*Bir gun sormuslar ermislerden birine:

- Sevginin sadece sozunu edenlerle, onu yasayanlar arasinda ne fark vardir?

Bakin gostereyim demis, ermis. Once sevgiyi dilden gonule indirememis
olanlari cagirarak onlara bir sofra hazirlamis.Hepsi oturmuslar
yerlerine.Derken tabaklar icinde sicak corbalar gelmis ve arkasindanda
dervis kasIklari denilen bir metre boyunda kasIklar. Ermis bu kasIklarin
ucundan tutup oyle yiyeceksiniz diye birde Sart koymus. Peki demisler ve
icmeye tesebbus etmisler.Fakat o da ne? KasIklar uzun geldiginden bir turlu
dokup sacmadan goturemiyorlar agizlarina. En sonunda bakmislar
beceremiyorlar, oylece ac kalkmislar sofradan. Bunun uzerine simdi demis
ermis, sevgiyi gercekten bilenleri cagiralim yemege.Yuzleri aydinlik,
gozleri sevgi ile gulumseyen isIkli insanlar gelmis oturmus sofraya bu defa.
Buyurun deyince, her biri uzun boylu kasigini corbaya daldirip, sonra
karsisindakine uzatarak icirmis. Boylece her biri digerini doyurmus ve
sukrederek kalkmislar sofradan iste demis ermis, `kim ki gercek sofrasinda
yalniz kendini gorur ve doymayi dusunurse,o ac kalacaktir. ve kim
karsisindakini dusunur de doyurursa o da doyurulacaktir suphesiz ve sunuda
unutmayin, gercek pazarinda alan degil, veren kazanctadir daima
*

Masal perisi (karaağaç)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4940
28 Temmuz 2007 Cumartesi 11:59:51

Insan Telefon Defterini Temize Çekerken Bazi Isimleri Eski Defterinde Birakir

 
.Onlar artik birdaha asla aranmayacaktir.Garip bir hüznü barindiran bu
silik isimlere bakilir bakilir.Kimi okuldan sinif arkadasinizdir, kimi
çok çabuk unutuverdiginiz bir sevgili, kimi bir cafede aylarca herseyi
ama herseyi paylastiginiz birisi; yada istifa ettiginiz bir yerden bir
arkadasiniz! Soyadlari sorulmamis birsürü hatirlanmayan isimde vardir
defterde; ve süphesiz üstünde isim olmayan telefon numaralari korkunç
bir operasyonla onlarca hayat, onlarca güzellik bir çirpida ortadan
kaldirilir.

INSAN TELEFON DEFTERINI TEMIZE ÇEKERKEN BAZI ISIMLER ÜZERINDE DURUR.

Onca zaman sonra birkez arasaniz, sesini duysaniz... Ona edilebilecek
bir çift sözünüz yoktur! Birlikte gittiginiz filmler, meyhaneler, evler
birbirinizi yillar sonra özlemenizi saglayacak sevgiyi asilamamistir
size.Yalnizca bir isImdir simdi o.Temize çekerken atlarsiniz
hemen.Derhal çevirirsiniz sayfayi telasla, alalacele.Oh, isim geçmiste
kalmistir.

INSAN TELEFON DEFTERINI TEMIZE ÇEKERKEN HAYATINIDA SORGULAR!

Hangisi ihanet etmistir, hangisi yalvarmistir kendisini birakmamaniz
için; hangisinin birsüre sonra arkanizdan konustugunu duymussunuzdur;
hangisi sizi en güzel öpmüstür; hangisi rüyalariniza girmistir, hangisinin
ayak parmaklari ilginizi çekmistir, hangisine hediye alirken zorlanmissinizdir, hangisiyle en hararetli tartismalara girip kavga etmissinizdir, hangisi için
sabahlara kadar içip içip aglamissinizdir? ! ...

Dogrular, yanlislar, hatalar, tutkular!

Birlikte EDIP CANSEVER okudugunuz o insanlar, solmuslardir.

INSAN TELEFON DEFTERINI TEMIZE ÇEKERKEN YALNIZLIGINIDA KANITLAR.

Bütün bu insanlar simdi nerede, ne yapmaktadirlar? Saat elbette
dört`tür! Paradoks, labirent, koni, tüm bilimsel ifadeler ve mentalite tersine
dönmüstür. Ters dönmüsüzdür. Bu tekbasinalik ve bu isim katliami
aslinda size ters gelir... Çalan telefona bakarsiniz.Acaba? Acaba telefon
defterini temize çeken bir arkadasinizin son anda kurtarma çabasi midir?

Bir iki kirik sözcük, yarim yamalak bir bulusma, belki...

Bilemezsiniz...

LÜTFEN, AMA LÜTFEN TELEFON DEFTERLERINIZI KAYBETMEYINIZ... .küçük Iskender .

Masal perisi (karaağaç)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4940
30 Temmuz 2007 Pazartesi 12:12:48

**

*MEKTUP VAR*

**



Kirli sari duvara civilenmis, gri asIk suratli posta kutusuna baktim,

Soguk metal Kutudan gokkusagi Fiskiriyordu sanki.

Los bir boslugun icinde,hem de yillardan sonra minik posta kutumda sari bir
zarf... Uzerinde pul. Ozlemisim!
El yazisi gormeyi ozlemisim meselâ...

Adimin, adresimin sevdigim bir dost tarafindan yazilmasini ozlemisim. Cocuk
gibi sevindim.
Bir sure acmaya kiyamadim zarfi, oylece bekledim.Gozlerimi el yazisindan
almadim, alamadim.
Seyrettim. "s" biraz yamuktu, "b" desem sanki kelimeden ayri gibi, bir
basina.

Belli ki aceleyle yazilmisti. Ama her harf bir dokunustu.

Sari zarfa dost eli degmisti, dost yuregi gezinmisti uzerinde.

Istanbul`un gogu grilere teslimken,sabah kuslari taze,

yesilli yapraklarin arasinda kuru dal ararken, gun bulutlu, ruzgârli ve
gitgide sessizken gelivermisti. Apartmanin girisindeki asIk suratli gri
posta kutusu bana goz kirpti sanki. Konustu... Duydum!
Ne zamandir; hep ince uzun, dikdortgen zarflar aliyordum.

Bankalardan, taksitli kartlarin ekstreleri.Bir de telefon ve elektrik
faturalari.
Mektup almayali ne cok olmus. Ne cok ozlemisim el yazisiyla yazilmis
zarflari.

Her biri ayni karakterde yazilmis, puntolari bile degismeyen zarflar
hayatimi ne zaman isgal ettiler?
Ya, el yazili zarflar nasil minik ve celimsiz adimlarla uzagima nasil
dustuler?

Ve ben buna nasil izin verdim. Baska zaman olsa kendime kizardim. Bu kez
oyle olmadi.
Kendimi anlamaya calistim. Affettim. Zarfi yavas, yavas actim. Sindire,
sindire.

Cizgisiz kagida yazilmis, kat yerleri ozenle ayarlanmis mektubu Saskinlikla
oksadim.

Sadece iki satirdi mektup:
"Her gun maillesmek yetmedi birden.Ekrandan ekrana yaptigimiz yazismalar
yetmedi.
Yillar onceki gibi olsun istedim. Biliyor musun,
sana mektup gonderirken ben aslinda kendimi tazeledim."

Yuregim pir, pir etti. Gulumsedim!

Yazari Bilinmiyor

Masal perisi (karaağaç)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4940
9 Ekim 2007 Salı 11:04:21
Eski zamanlarIn dondurucu bir kIsIndan butun hayvanlar cok etkilenmis,buyuk kayIplar vermisler. Ama en cok kayIp veren kirpilermis. Cunku onlarIn pek cok hayvan gibi kalIn kurkleri yok, kendilerini sIcak tutmasI zor olan dikenleri var. Bu durumdan en az zararla kurtulmak icin kirpiler meclisi toplanmIs,cozum aramaya baslamIs. TartIsa tartIsa,nihayet gece olunca tum kirpilerin bir araya toplanmasIna,birbirlerine yakIn durarak geceyi gecirmelerine karar verilmis. Boylece kirpiler birbirlerinin vucut sIcaklIgIndan yararlanacak,aralarIndaki hava tedavulunu onleyerek donmaktan kurtulacaklarmIs. Ilk geceki deneyimlerinde bunun ise yaradIgInI gormusler. Ama baska bir problem cIkmIs ortaya. Usuyen kirpiler birbirlerine fazla yaklastIklarIndan yaralanmalar gerceklesmis. Daha sonraki gece yaralanma korkusundan birbirlerinden uzak durmuslar
ama bu seferde donmalar meydana gelmis. Ne var ki, her gece kah uzaklasa kah yakInlasa, deneye yanIla birbirlerinin vucut sIcaklIgIndan yararlanacak kadar yakIn,ancak birbirlerini incitmeyecek kadar uzak durmayI ogrenmisler.

KISACA ;

Bizim de uzun dikenlerimiz var. Bunlar hayata karsI filtrelerimiz. Bazen faydalI,bazen de zararlI. Cogu zaman,kimseleri yaklastIrmIyoruz yanImIza. Filtrelerimizden elemeden kimseleri sokmuyoruz ozel dunyamIza. Ne var ki, sIcaklIk ancak yakInlasmakla mumkun. Birbirini incitmeyecek kadar uzak,hayatIn soguk zamanlarInda usumeyecek kadar da yakIn olmayI ogrenmeliyiz.

Masal perisi (karaağaç)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4940
27 Kasım 2007 Salı 22:47:00
Kisi yasamalidir askini olesiye. Hele aciysa… Ask girdi mi araya insan aciya
da doymaz olur. Birakir kendini, cirpinmaz bile. Kurtulamayacagini bilir.
Kim kurtulmustur ki bugune kadar ask acisindan. Kim? Ask degil mi bu varsin
acitsin deriz. Neler cekeriz, ugruna neler feda ederiz. Ama o ne yapar,
gelisinde nasil sevindirdiyse sizi ‘sen sevin simdi. Nasilsa gidecegim. Hem
de oyle kaciracaksin ki beni herkes gibi elinden aciycak sonunda canin.
Senin de…



Ask varsa aci da vardir.’ Der. Askin degismez kuralidir bu. Kaybolmak
isteyeceksin o gozlerde ama nafile. Oraya da zehirini salmistir ask.



Ama her seye ragmen guzeldir. Ona dokunmak, gozlerine bakmak onun icin
heyecan duymak... O denilince akan sular durur. Ordaki herkes beyaz o
kirmizi olur. Onunla konustuklarinizi eve gelince kapiyi kapatip cekilip
odaniza bir bir tekrarlamak size en heyecan verendir. Sunu soyle deseydim
boyle yapsaydimlar tekrarlanir durur aklinizin ondan arta kalan
biryerlerinde. Sizi sarip sarmalar sefkatlice, yumusacik ask denen o hos
sey. Mutlu olursunuz.



Gozlerinizden duygu akar… Kulaklariniz ask nameleri arar surekli. Her saniye
hucreleriniz yenileniyormus gibi hissedersiniz. Cicekler de bundan nasibini
alir tabii. Iste ask bu ve bizim anlatamayacagimiz ve farkina
varamayacagimiz hislerle doludur. Ha surekli yediginiz ve annenizin
sIkayetci oldugu tirnaklar da tarih olmustur.



Cunku ask insanoglunun sahip oldugu en guzel armagandir. Her insan askla
birlikte kendini dunyanin en seker insani hisseder.



Bu yuzden tum acilara, cikmazlara, dolambaclara ragmen hala o en eski masali
ozlemle aniyor ve yasamaya can atiyoruz…

Engin (yücelkral)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1236
5 Aralık 2007 Çarşamba 09:34:35
SLM SRKADASLAR HERKESE İYİ günler nasılsınız ben engin mersin üniversiteesim den ben size yeni katıldım insalah iyi olur diye düsünüyorum by by byby

Masal perisi (karaağaç)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4940
6 Aralık 2007 Perşembe 21:08:21
iyi akşamlar engin hoşgeldin aramıza.