Gönderen | Mesaj |
|
27 Ekim 2008 Pazartesi
09:44:26
|
|
|
http://www.ortanokta.com/cache_she/blog/blogid=1021858#blog Seni özlüyorum Güldüğümün farkına vardığımda Susuyorum birden Kalbim acıkıyor Seni özlüyorum Yaşadığımı hissettiğimde
Kızdığım zamanlarda Seni özlüyorum Üzüldüğümde Canım dargınken Nefret edince yalnızlıktan Seni özlüyorum Başbaşa kalınca kendimle Dardayken Saklambaç oynarken kendimle İçim dağınıkken Sana dair birşeylere raslayınca birdenbire Seni özlüyorum
Annemi özleyince Babalar gününde Sekiz Martta Kasım altı olunca Mayıs bir iken Seni özlüyorum On yedi Ağustos ta Nisan dörtte Yirmibire basarken Mart On dört çalınca kapısını Şubat ın Doğum gününse altısı Birileri doğarken Birileri ölürken Öldürülürken Seni özlüyorum
Seni özlüyorum Perşembe günleri Saat yirmi beş olunca Zaman esneyince Batı ayrılınca doğudan Seni özlüyorum Kendimi özleyince Seni özlüyorum
Sahnedeyken Işık denince Kardelen açılınca Müzik biterken Kalemi kırınca hakim Katil idam edilince Yol verilmeyince ambulansa Kırmızı ışıkta Kuruduğunda bir ağaç Yanınca bir orman Teröristler yargılanınca Şehitler ölmeyince Seni özlüyorum
Suyum kesildiğinde Işıklar sönünce Küstüğümde birilerinden Bağırınca birileri bana Utandığımda Sevildiğimde Bıkıldığımda Sıkıldığım zaman Seni hatırlayınca Seni özleyince Seni özlüyorum
|
|
|
31 Ekim 2008 Cuma
19:10:49
|
|
|
sonuda bitti esmer günler geçti bir vurgun misali savurdu kalbimi git bahar gözlüm git sana son sözüm bilki yaşadıkça özlediğim olacaksın
elimde değilki seni unutmak mümkün değilki bu kalbi sökseler yerinden gidişinden aşk acı çekerdii
git bahar gözlüm mutluluk adı olsun o gönlünün acılar uzak olsun kıyamam gitsende nefesimsin kopamam
|
|
|
24 Kasım 2008 Pazartesi
20:48:06
|
|
|
http://www.islamgul.com/siirli-kartlar/812-siirli-kartlar.html# http://www.islamgul.com/siirli-kartlar/812-siirli-kartlar.html#
|
|
|
28 Kasım 2008 Cuma
23:32:05
|
|
|

Yine bir akşam üstü... Ve ben yine bulutlarla beraber çay içiyorum... Az şekerli. Aylardan ekim. Üç gün sonra dolunay çıkacak. Hava birazcık serin gibi. Senin yanımda olmanı istediğim akşamlardan birisi işte. Her akşamki gibi yine boş ve yine sabaha gebe. Sanki kar yağacakmış sanıyorum. Birazcık serin dedim ya işte bu serinlik sadece bu akşama özgü bir serinlik değil. Temmuz dada böyleydi hava benim için. Seni arıyorum. Belki biraz sana sarılır ısıtırım kendimi diye düşünüyorum. Sen yanımda olsan belki şubat ta bile yalınayak gezebilirim. Şubat bile üşütmez beni yanımda olsan. Hatta mart bile bir şey yapamaz. Eminim. Sen yanımda olsan deniz kenarına bile giderim seninle. Deniz donmuş bile olsa sen yanımda olunca bana bir şey olmaz bilirim. Ben kardan adam yapmaya bayılırım. Ama kardan adam yaparken hiç sabır edemem. Biran evvel olsun da bitsin diye acele ederim. Hele o en son havucu burun olarak takmak yokmu işte o bitiryor beni. Kömür ile göz ve dudak yapıp ona gülümsemeyi öğretmek bir başka haz benim için. Tabi birde boynumdaki kaşkolu üşümesin diye onun boynuna dolamak sanki birisine büyük bir iyilik yapmışım hissini verir bana hep. İşte sadece o zamanlar sevmem ben güneşi. Zaten ben üşümesin diye ona kaşkolumu vermiştim niye doğuyorsun aptal güneş. Sen yanımda olsan seninle de kardan adam yapardık. Ama o zaman ben hiç acele etmezdim. Ne kadar uzun sürerse sürsün beklerdim. İsterse hiç bitmesin. Beklerdim. Bir daha ki kışı bile beklerdim sen yanımda olsan. Sen yanımda olsan bu sefer havucu kardan adamın burnuna takmazdım. Seninle beraber oturur kıtır kıtır yerdik. Bize okulda öğrettiler. Havuç gözlere çok iyi gelirmiş. Hep öyle derdi zahide öğretmen. Zaten benim de senin gözlerine ihtiyacım var. Onlara iyi bakmam lazım. Her gün bir havuç yerdik seninle. Sırf gözlerine iyi gelsin diye.
Biliyorsun benim senin gözlerine ihtiyacım var.
Sonra kardan adamın gözlerini ve dudaklarını yapardık. Ben gözlerini yapardım sende dudaklarını yapardın. Dudaklarını sen yaptığın içinde gülümsemeyi öğretmek sana düşerdi. Eminim ona çok iyi öğretirdin gülümsemeyi. Aynı senin gülüşün gibi sımsıcak gülerdi biliyorum. İyi öğretirdin. Sen yanımda olsan kaşkolumu sana verirdim. Nasıl olsa kardan adam gülümsemeyi öğrendi ya üşümez artık. Artık güneş bile çıksa üzülmem ben. Sen yanımdasın ya bir tane kardan adam daha yaparız güneş batınca. Güneş doğunca yine eritir onu. Biz bir tane daha yaparız. Sen yanımda olsan bu kez bulutlara hiç yüz vermem. Çayımı seninle içerim. Üç şekerli. Sen yanımda olsan beraber kız kulesine gideriz. Yok yok gitmeyiz. Üsküdar da bir rıhtım turu yaparız. Sonra kız kulesini uzaktan uzağa şöyle bir süzeriz. Tam karşısına oturup uzun uzun bakarız. Yok yok uzun uzun bakmayız. Uzun uzun bakarsak gözlerimiz yorulur. Biliyorsun benim senin gözlerine ihtiyacım var ya onları fazla yormayız.
Zaten daha çok gezecek yer var. Sonra .... Sonra nereye gidelim ?
Sonrasına sen karar ver canım. Biliyorsun sende söylemiştin ya nereye gittiğin önemli değil kiminle gittiğin önemli diye... Sen yanımda olsan nereye olursa oraya giderdim.....
|
|
|
28 Kasım 2008 Cuma
23:33:43
|
|
|
Sen yanımda olsan nereye olursa oraya giderdim.....
|
|
|
1 Aralık 2008 Pazartesi
20:09:57
|
|
|
sibel maşallah şiirler bayağı güzel...Eline sağlık...
|
|
|
9 Aralık 2008 Salı
15:43:46
|
|
|
|
|
|
9 Aralık 2008 Salı
21:09:48
|
|
|
enegine yüregine saglık sibel teyzem
|
|
|
9 Aralık 2008 Salı
21:12:47
|
|
|
herkese iyi bayramlar...
|
|
|
10 Aralık 2008 Çarşamba
00:01:12
|
|
|
hayatının hiçbir yerinde yokum yeni aldığın giymeyi düşünmeyip dolaba kaldıracağın ama onun için fazladan askın bile olmayan bir kıyafet gibi öylece odanın orta yerinde durup gelip geçerken üzerime basman canımı acıtırken beni üzerken ait olmadığım istenmediğim, kalabalık bir dolaba hapsedilmek üzereyken kalamazdım anla lütfen

içimi dışıma çıkarıp aşmışlar bir ipe kurutulmak üzere dünya bana ters istikamet dönerken ayaklarım yerçekimine karşı kalbim hangi mezbahanede kaldı kim aldı

öylece gelip geçmelisin içimden istasyonlar garlar limanlar yok artık kervansaraylar eskidendi
hiç bu kadar yenik hissetmemiştim kendimi hiç bu kadar savunmasız korktum ve kaçtım ne kazandın dersen kalbimi gözden çıkarmıştım zaten belki bedenimi ruhumu belki aklımı bir ucundan yakalarım sandım ama benliğimi kaybetmişim

neyin sancısı bu içimdeki senin rüzgarında birbirine çarpan kapılarıyla ruhumun odaları bomboş

her gün kendimi engellemeye çalışıyorum bugün yeni bir gün ona yazmıcam diyorum gün ilerliyor ve ben yenik düşüyorum elimi telefonda buluyorum aklımı sende geçiçek biliyorum geçicek ama ne zaman

kendi limanıma demir atmış duruyordum öylece sonra seni gördüm okyanusun ortasında bir ada dedim ki yelkenler fora havada fırtına o gün bu gün dolaşıyorum pusulam kayıp ada bir serapmış çölde bile rastlanmıcak türden limanımdaysa bana yer yok artık

belki bir ay sonra söylemicem belki de iki gün sonra hala kalbimin parmaklıklarından kurtulup dilimin ucuna kadar gelebiliyorken hala sözüm geçiyorken beynime ve yarının da bir garantisi yokken bu hayatta evet seviyorum seni
iki hayaldik seninle yakınlaştıkça kaybolan gökyüzünden inen ilk kar taneleri gibi düştüğü yerde eriyen gözlerinde görmek istiyorum bittiğimi dokunurken hissetmek konuşurken anlamak aklımı inandırmak
|
|
|
11 Aralık 2008 Perşembe
00:40:51
|
|
|
evet elvan en sonunda şiirlerinle ii cene bana sağdan sağdan geldin tebrik ederim güzel ama ne yaparsın...   
|
|
|
12 Aralık 2008 Cuma
01:49:30
|
|
|
ii sayılırdım sen bu şiirleri yazana kadar ben duygularımı şeytana sattım valla anlaşmalıyım bende hiç bir şey bulunmaz o yüzden güzelim... 
|
|
|
13 Aralık 2008 Cumartesi
15:27:01
|
|
|
en sonunda şeytanıda kandırmayı başardın yani onur helal olsun sana kardeşim.kaç para aldın...
|
|
|
14 Aralık 2008 Pazar
00:50:26
|
|
|
bu parasız sadece menfaat üzerine abim...
|
|
|
14 Aralık 2008 Pazar
11:37:50
|
|
|
çok güzel bir şiir valla çok beğendim eline sağlık...
|
|
|
14 Aralık 2008 Pazar
16:23:02
|
|
|
Ne kadar susulacaksa o kadar sustum! kendimle konuşuyorum şimdi yalnız... yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime kimse duymuyor
http://img262.imageshack.us/img262/2536/15195470oy8.jpg
duymuyor... sustum! sustu dudağımdaki şarkı,gözlerimdeki şiir yaraları yalayan rüzgar sokaklarında kahrolduğum şehir

gözlerim konuşuyor yalnız sustum! bin ah sürüp dudaklarıma ne kadar susulacaksa o kadar sustum! susdu benimle deniz, sustu deli dalgalar,sustu martılar... umutlarımı sarıp rüzgarlara uzaklara savuruyorum her gece yıldız yapıp serpiyorum
--------------------------
gökyüzü sustum! tuz basıp yaralarıma sustum! içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi yaslanıp yalnızlığın duvarına gül döküp kalabalıklara kimsesiz geziyorum gönül ülkemi her gece kimse bilmiyor...

kimse görmüyor sustum! sustu benimle gök,sustu dağ,sustu toprak acılar konuşuyor şimdi yalnız yaralı gönlümün sızıları konuşuyor tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir atıyorum uçurumlardan kimse hissetti mi

saçlarını kokluyorum rüzgarların dudaklarından öpüyorum hayatı içimde incecik bir sevgi ürperiyor sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme gelmiyor beklediğim bahar yaralar merhem tutmuyor gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara mendil silmiyor,yağmur dinmiyor sevdiğim bilmiyor

sustum! sustu benimle sarı sabır,sustu hasret,sustu zaman sustum!yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata kimse anlamıyor...
------------------------
sustum!ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi yaralar merhem tutmuyor,geceler avutmuyor ben sustum! acılarım konuşuyor yalnız
ben sustum!susmuyor yüreğimi kavuran kasırga pencereme vuran yağmur damlaları susmuyor her gece dışarda inleyen rüzgar gelmiyor bahar kuşlar sevinmiyor yıldızlar küs ay üzgün,güneş doğmuyor,acılar dinmiyor içimde binlerce şiir kanıyor her gece kimse bilmiyor...

sustum! sustu benimle sarı sabır,sustu hasret,sustu hayat sustu zaman acılar konuşuyor yalnız kimse duymuyor... duymuyor... duymuyor... duymu... duy...
|
|
|
14 Aralık 2008 Pazar
18:15:32
|
|
|
Ben daha sana ağlamadım!
Neyi bekliyorum bilmiyorum. Belki geçip giden zaman kapatır, şahdamarımdan kesilmiş gibi kanayan yaramı. Belki yeni bir sevgi avutur gönlümü. Belki dostlar teselli ediyordur beni. Ne bileyim işte!
Neyi bekliyorum bilmiyorum.
Zaman denen sonsuz boşlukta, bir yerlerde sana ağlayacağım. Belki en mutlu anda akan göz yaşlarımda olacaksın, belki tanımadığım bir cenazede ağlayacağım, belki yeni doğmuş bir bebek çığlığında olacaksın, belki bir gök gürültüsünde, belki de....
Ben daha sana ağlamadım!
Kabullenmek mi zor geldi, inkar etmek mi kolaydı gerçeği, bilmiyorum. Hayatımdaki yerini yeni düzenlemişken, nasıl kabul ederim zamanın dağıttıklarını. Daha ruhunu elime almadan, yüreğini yüreğime bastırmadan,
yan yana diz dize oturmadan,meleğin olamadan seninle var olmadan yokluğuna esaret sürgün
sana bi ” merhaba” demeden
sessizce “elveda” diyebilir miyim.
Kabul eder miyim yüreğimdeki boşluğunu, çıkmana izin verir miyim girmediğin hayatımdan. Beni güldürmeden ağlatmana müsaade eder miyim.
Ben daha sana ağlamadım!
Aslında ağlamam sana mı olur yoksa bana mı bunu bilemedim. Ağlamak kolay da kime ne için ağlanacak bir onu çözemedim.. İmkansızlıklar içinde yeşeren aşkıma mı yoksa bu aşkın adının “imkansız” olmasına mı ağlamalıyım?
Bunca benimken bunca seninken bi adım yolun
binlerce km mesefene mi
yoksa
dün gibi sözlerin bin parçaya böldü yeniden yüreğimi
git dedin ya canımdan can olduğunu bildiğin halde
dilinden döküldü ya sözlerin nasıl bi vedaydı gitme der gibi her halinde
hangisine ağlayayım sözlerinemi söyleyemediklerime mi
bilemedim...
Ben daha sana ağlamadım!
Zamansa eğer sana olan göz yaşlarımı akıtacak zamana inat yaşıyorum
Tüm saatleri durdurdum yokluğunu hiç umursamıyorum ama biliyorum bi anda farkına varacağı gidişinin rüzgarı vuracak yüzüme , ben o zamanı bekliyorum. İşte bunun için;
Gözlerim suskun Sensizliği farkedinceye kadar
|
|
|
15 Aralık 2008 Pazartesi
02:02:18
|
|
|
güzel şiir yiğit...
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
15 Aralık 2008 Pazartesi
09:20:27
|
|
|
selam onur nbr ablası?
|
|
|
15 Aralık 2008 Pazartesi
10:52:09
|
|
|
ooohep onur hep onur kıskandım ama bi deliyie bu kadarda şey yapılmaki
|
|