|
Gönderen | Mesaj |
|
Setau (gidiyoru (setau)
1235
|
|
18 Eylül 2005 Pazar
01:48:34
|
|
|
Adam, korkunc bir kazada kulaklarinin ikisini birden
kaybetmistir.
Bu alisilmadik durum onu oldukca hassas ve alingan bir kisi yapmistir.
Kaza sonucu sigorta sirketinden aldigi rekor tazminat acisini oldukca
hafifletmis ve ona her zaman hayalini kurdugu isini kurma olanagi
vermistir. Gider, ve gelismekte olan kucuk bir bilgisayar
sirketini satin alir.Ancak hic yoneticilik deneyimi olmadigini gorur ve
birini ise almaya karar verir. Uc tane aday secer ve her biriyle tek tek gorusur.
Ilk aday oldukca iyidir ve adam onu sevmeye baslar.
Derken adaya
sorar,
"Bende alisilmadik birsey goruyormusun?"
Adam yanitlar,
"Eger onu kastediyorsaniz, kulaklariniz yok."
Adam uzulmustur, derhal adayi odadan kovar.
Ikinci aday, birinciden de iyidir. Konusmanin
devaminda adam ayni soruyu ona da sorar, "Bende alisilmadik bir durum
goruyormusun?"
Aday, "Evet" der,"Kulaklariniz yok!". Adam uzgun ve
kizgin,onu da disari atar.
Derken sira ucuncu adaya gelir. Ucuncü bizim
Temel...Tumunden de iyidir.Butun sorulara mukemmel yanitlar verir. Adam
Heyecanla sorar,
"Bende, alisilmadik bir durum goruyor musun?"
Temel, "Evet, kontakt lens kullaniyorsunuz." der.
Adam iyice heyecanlanmistir,"Cok iyi! bu senin zeki
biri oldugunu gosterir, nasil anladin?".
"Ula cok basit" der Temel..."Kulaklarin olsaydi gözlük
takardin!"
|
|
|
Setau (gidiyoru (setau)
1235
|
|
18 Eylül 2005 Pazar
01:50:59
|
|
|
Provokatörün Dönüşü...
-Merhaba abi!
-Merhaba! Hazır mıyız bugün için?
-Hazırız abi... Kızıl bayrakları hazırlattım. İyi para kaldırdık kızıl
bayrak satışından.
-Maskeliler hazır mı?
-Konuştuk. Tam öğle vakti saldıracaklar. Cam çerçeve kalmayacak. Bir de
Türk bayrağı yakma işi örgütledik. Nevruzda bizim
ufaklıkların yaptığının benzeri... Tuttu o iş...
-Tamam, televizyonları aramayı unutma...
-Unutur muyum abi... Öğlen saldırtacağız ki, 13.00 bültenine yetiştirelim.
Duyan gelecek.
-Türk bayrakları hazır mı?
-Hazır abi, öğlen piyasaya süreceğiz. Elimizde 100 bin bayrak var.
-Nevruzdan sonra satmamış mıydık onları?
-Yok abi, bir kısmını Trabzon'a göndermiştim. Ama linç işi beklediğim
Kadar büyümedi. Bu sefer daha çok satış bekliyoruz.
-Dernekle konuş. 'Her eve bir bayrak' seferberliği organize etsinler.
Toplu satış yaparız.
-Elimizde epey Nutuk da arttı. Onları da bizim korsanlara dağıtalım
istersen.
-Dağıt. 19 Mayıs geliyor bu arada...
-Hazırlanıyoruz abi, iki arkadaş gece büstü kıracak.
-Bizim büstler hazır mı?
-Atölye gece gündüz çalışıyor. 'Her okula bir büst' afişleri de hazır.
Büste saldırının ertesi günü kampanyayı başlatacağız. Asıl
büyük voliyi oradan vuracağız.
-Çok üst üste geldi, millet kıllanmasın?
-Yok be abi... Görmüyor musun, tek haber yetiyor milleti ayaklandırmaya...
-Aslında şu türban işine de bir el atsak...
-Nasıl abi?..
-Ne biliyim, şöyle yeşil bayrakla bir yürüyüş filan... Hem yeşil, hem
kırmızı satarız.
-İstersen bu cuma çıkışına örgütlerim.
-O zaman ben 10. Yıl Marşı CD'leri sipariş vereyim. Cumartesiye hazır
olsun.
-İyi fikir abi. Yalnız marşı biraz gündeme taşımamız lazım.
-Bizimkilerle konuş. Barda bir Kürtçe türkü isteme işi ayarlasınlar. Kavga
çıkarıp müşterilere marşı söyletsinler.
-Tamam abi, bu gece hallederiz. Sen haberi hazırlat.
-Anlaştık. Tişört siparişini verdin mi?
-Verdim. Yarısını 'Hedef AB' diye basıyorlar, diğer yarısını 'Kahrolsun
AB' diye. Üniversitelere dağıtacağız.
-Hadi oğlum, fırsat bu fırsat... Eski günlere döndük yine...
-Nihayet be abi, nihayet!..
Can Dündar -01.05.2005-Milliyet
|
|
|
Setau (gidiyoru (setau)
1235
|
|
18 Eylül 2005 Pazar
01:51:31
|
|
|
Ateist bir adam bir gün ormanda geziyor ve
etrafındaki güzelliklere
bakıyormuş. "Evrim ne güzellikler yaratıyor!" diye
düşünüp mest oluyormuş.
Birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu
kovalamaya başlamiş. Adam
bütün gücüyle kaçıyormuş ama her arkasına bakışta
ayının daha yaklaşmış
olduğunu farkediyormuş. Dakikalarca süren bir
kaçışın sonunda adamın ayağı
yerdeki dala takılmış, ayi adamın üzerine atlamış,
pençesini kaldırmış.
Tam vurmaya hazırlanırken adam "TANRIM!!!" diye
bağırmış. Bir anda zaman
durmuş, ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz
olmuş. Bir anda orman
kararmış ve gökyüzünden bir ışık hüzmesi adamın
üzerine parlamiş. Çok
derinden gelen ilahi bir ses adama: - "Yıllarca
bana inanmadın, yaratılışı
kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım
etmemi mi istiyorsun?
Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?" demiş. Adam
utanç içinde: -
"Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı
istemem haksızlık, ama
belki AYIYI dindar yapabilirsiniz." demiş. Ses: -
"Peki." diye karşılık
vermiş ve ışık kaybolmuş. Nehir tekrar akmaya
baslamis. Herşey eski haline
dönmüş. Ayı pençesini indirmiş, iki pençesini de
göğe doğru çevirmiş, ve
konuşmaya başlamiş: - "Tanrım, senin rızkınla
orucumu açıyorum, hamdolsun
verdiğin nimetlere."
|
|
|
Setau (gidiyoru (setau)
1235
|
|
18 Eylül 2005 Pazar
01:59:04
|
|
|
İşte internetin sonu
http://www.shibumi.org/eoti.htm
|
|
|
Setau (gidiyoru (setau)
1235
|
|
18 Eylül 2005 Pazar
02:01:48
|
|
|
Felek sana hayat diye ekşi bir limon uzattıysa,
sen üstüne tekila ve tuz iste...
Meksika Atasözü
|
|
|
Setau (gidiyoru (setau)
1235
|
|
18 Eylül 2005 Pazar
02:07:42
|
|
|
Kadiköy camiinde vaaz vermekte olan O. Demirci hocaya
* Hocam diye sormuslar. At nalini evimizin kapisina asarsak ugur getirir mi?
Demirci hoca :
* Zannetmiyorum, diye cevap vermis. O nallardan her atta dört tane var amma, bütün gün kamçi yiyip duruyorlar...
Mevlana, müridlerinden biriyle giderken, birkaç köpegin sarmas dolas uyuduklarini görür.
Müridi: Güzel bir kardeslik örnegi der. Keske insanlar da bunlardan ibret alsa.
Mevlana, tebessüm ederek karsilik verir.
Aralarina bir kemik ativer de gör kardesliklerini....
Amerikali is adami, Çinliyle alay ederek sormus:
* Mezarlarina koydugunuz pirinçleri ölüleriniz ne zaman yiyecek?
Çinli basini kaldirmadan cevap vermis:
* Sizin ölüleriniz koydugunuz çiçekleri kokladigi zaman...
Ingiliz garson Türk müsteriye:
* Çanakkale de çok askerimizi öldürdügünüz için sizleri pek
sevmeyiz,deyince.
Bizimkinden gayet soguk kanli su cevabi almis:
* Orada ne isiniz vardi?
Lafi uzatanlara ne yapmak lazim diye Farabi'ye sormuslar, söyle
demis:
* Uzun konusani kisa dinlemeli.
Materyalist ögretmen ögrencisine:
* Söyle bakalim Allah nerede? Eger bilirsen bir portakal verecegim.
Ögrenci:
* Siz bana O'nun olmadigi yeri gösterin, ben size bir bahçe dolusu
portakal vereyim.
|
|
|
Setau (gidiyoru (setau)
1235
|
|
18 Eylül 2005 Pazar
02:16:08
|
|
|
KONUŞAYiNG
Bir gun adamin biri İngiltere'ye gitmek zorunda kalir. Ama ingilizce bilmedigi icin ne yapacagini bilemez. Arkadaslarina danisir. Arkadaslari: "Her cumlenin sonuna -ing koy. O zaman her dedigini anlarlar" der. Adam bunlari duyduktan sonra İngiltere'ye gittiginde solugu cafede alir. Garsona: "Bana bir çaying getirebiling?" Garson saskin saskin bakar, bir sure sonra da adamin çayini getirir. Adam garsona: "Ne guzel İngilizce konusaying di mi?" der. Garson aninda cevabi yapistirir: "Ben Turk olmaying, bok icerdin sen o çaying!"
|
|
|
Setau (gidiyoru (setau)
1235
|
|
18 Eylül 2005 Pazar
23:29:31
|
|
|
|
|
|
Setau (gidiyoru (setau)
1235
|
|
24 Eylül 2005 Cumartesi
23:28:53
|
|
|
Bir firmada elemanların maaşlarını alırken imzaladıkları kağıtta şöyle
bir cümle yazıyormuş:
"Maaşlarınız tamamiyle size has ve özel bir meseledir. Bunun içindir
ki,sizden başka hiç kimse maaşınızı bilmemelidir. "
Yeni bir eleman maaşını alıp kağıdı imzalarken, bu cümleyi okumuş ve
cümlenin altına şu sözleri eklemiş.
" Kimseye maaşımı söylemeyeceğim. Ben de sizin kadar utanç içindeyim.."
|
|
|
Setau (gidiyoru (setau)
1235
|
|
25 Eylül 2005 Pazar
01:24:04
|
|
|
FOSURMAK
Temel'in kötü huylarindan biri de her sabah uyanir uyanmaz, gök gürültüsü kadar yüksek sesle gaz çikartmakmis.
Karisi Fadime de bu densizlige pek içerler, "Cözü çikasu heruf, ha pir sabah poyle fosururken, tüm pagursaklarun donuna dökülsun da cör cünunu" dermis.
Derken, Kurban bayraminin ikinci sabahi, Fadime mutfakta kurban etlerini ayiklarken ve Temel hâlâ uyurken, Temel'i yola getirme niyetiyle, bir gün önce kurban olarak kestikleri koçun barsaklarini toparlayip bir güzelce Temel'in donunun içine koymus!
Az sonra Temel uyannca, adeti üzere, keyifle ve gök gümbürtüsü timsali, gaz atınca bir de bakmis ki tüm barsakları donunun içinde.
Şaskinlik ve korku ile rengi benzi atmis akli uçup gimis.
Temel, Bir muddet sonra kendine gelmis kalkip tuvalete gitmis epey zaman sonra, sararmış yüzünden soğuk terler damlayarak bitap yorgun bir halde mutfağa gelen Temel;
-"Haçan dedigun oldi be Fadime, fosururken tüm pagirsaklarum donuma döküldu da" dediğinde,
Fadime:
-"Oh olsun, ama pagirsaklarun çikarken canun da pek yanmistur be Temel'im" diyerekten gönlünü almaya çalisirken;
Temel yanitlamis hemen :
-"Yok be Fadime, ha çikarken acumadi da, geri sokarken az kalsun ceberidum"
|
|
|
Setau (gidiyoru (setau)
1235
|
|
25 Eylül 2005 Pazar
01:29:27
|
|
|
BUNAK
90 yasinda iki kisi bir süredir çikiyorlarmis ve yasli adam bir süre sonra sevgilisine bu gece seviselim mi diye sormus.Kadin da evet diyince o gece birlikte olmuslar.Yatakta yanyana yatarlarken adam kendi kendine
-"Tanrim,eger bakire oldugunu bilseydim yatakta ona daha nazik davranirdim" diye aklindan geçirmis.Kadinin aklindansa sunlar geçiyormus:
-"Bu yasli bunagin gerçekten becerebilecegini bilseydim külotlu çorabimi çikartirdim"
|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|
|