Gönderen | Mesaj |
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:23:16
|
|
|
Bitmez dedin hersey bitti Gitmez dedin herkesin gittigi gibi Sen vefasiz rüzgarlar gibi Esip geçme yanimdan Sen yalanci yagmurlar gibi Süzülme yanaklarimdan Demistim sana Bak simdi Sen gittin gideli gözlerim uzaklara daliyor Alip basnii çekip gitmeni aklim almiyor Senin çiktigin kapidan yalnizlik giriyor Yalnizlik benim eski sevgilim Yalnizlik benim en vefali yarim Ben onu kimler için terkettim O beni birakmiyor
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:23:31
|
|
|
hoşgeldin canım nasılsın
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:25:03
|
|
|
Hasret desen biktim Yalan desem yildim Ne haldeyim Beklemekse sadakat Sabretmekse cesaret Ben hepsiyim Ask yorgunu bir haldeyim Sikildim çok kederdeyim Sonsuz bir merdivendeyim Düsmekteyim Gitmekteyim Bitmekteyim Uçsuzum bucaksizim Sevgisiz kucaksizim Savrulmusum Kavrulmusum Bir bilsen ne çok çokmusum Yalnizim kararsizim Kizginim zararsizim Gökyüzünde kafesteyim Sanki son nefesteyim
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:25:57
|
|
|
selam arkadaşlar hoşbuldum nasılsınız
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:32:04
|
|
|
BENİM ŞİİRLER DİĞER KONUDA ORAYA AYZDIM ŞİİRLERİMİ
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:32:40
|
|
|
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:33:17
|
|
|
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:34:34
|
|
|
DUDAKLA BARDAK ARASI
Eski Sisam krallarından Ancee adında bir zalim, yeni yaptırdığı bir bağa üzüm kütükleri diktiriyormuş. İşlerin bir an önce bitmesini sağlamak için de kölelerini hiç dinlenmeden çalıştırıyormuş. O zavallı kölelerden biri, birgün pek bitkin düştüğü için dayanamaz ve zalim krala: Niçin bu kadar acele ediyorsunuz efendim? Siz bu bağın üzümlerinden yapılacak şarabı hiçbir zaman içemeyeceksiniz ki! deyivermiş. Kral biraz kızmışsa da sesini çıkarmamış. Nihayet gün gelip üzümler yetiştikten sonra, kral köleler de dâhil herkesin hemen toplanmasını emretmiş. Bir müddet sonra da o bağın üzümlerinden yapılmış şaraptan bir bardak getirilmesini emretmiş. Daha önce kehanet gösterisinde bulunan köleyi de huzuruna çağırtmış. Şarap bardağını eline alarak: - Söyle bakayım, benim bu şaraptan hiçbir zaman içemeyeceğimi tekrar iddia edebilir misin? diye sormuş. Köle şöyle cevap vermiş: Belli olmaz efendim. İçebileceğinizi söyleyemem. Çünkü dudak ile bardak arasındaki mesafe çok uzundur. O arada başınıza neler gelebileceğini de bilemem! Köle sözlerini bitirir bitirmez, içeri kralın adamlarından biri girmiş. Bir yaban domuzunun bahçeye girdiğini ve asmaları kırıp döktüğünü söylemiş. Kral elindeki bardaktan bir damla dahi içmeden hemen dışarı fırlamış. Bahçede domuzun bulunduğu yere koşmuş. Kral ve domuz arasında öldüresiye bir mücadele başlamış. Sonunda yaban domuzu mızrak gibi azı dişleriyle, Sisam kralının karnını yarıp ölümüne sebep olmuş. Kral bostanda, bardak masada kalmış... Şu söz bu olayı güzel bir şekilde ifade ediyor: Nasip ise gelir Hint`ten Yemen`den, Nasip değil ise ne gelir elden?" Kalbinize yakın bulduklarınızı çantada keklik sanmayın. Sıkıca asılın onlara tıpkı hayata asıldığınız gibi... Çünkü onlarsız hayat da anlamsızdır.. Hayatı çok hızlı koşmayın, nereden geldiğinizi ve nereye gittiğinizi unutmayın. Hayatın bir yarış değil, her saniyesinin tadı çıkarılması gereken güzel bir yolculuk olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Dün tarih oldu... Yarın bir sır... Bugünün kıymetini bilin.
Can DÜNDAR
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:37:56
|
|
|
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:39:46
|
|
|
teşekkür ederim senin paylaşımlarında çok güzel demir
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:41:19
|
|
|
BAHAR VE BİZ Yılda bir kere çıldırır ağaçlar sevincinden Rabbim ne güzel çıldırır. Yılda bir kere uzatır avuçlarını yaprak; Sevincinden titreyerek. Yılda bir kere kendini verir toprak Yılda bir kere yarılır bahçeler hazdan Rabbim ne güzel yarılır. Biz de bir kere sevinebilseydik. Çiçek açmış ağaçlar gibi çıldırasıya. Kimbilir belki bir gün sulh olunca Biz de deliler gibi seviniriz, Ağaçları ve baharı taklit ederiz Renkli bez parçalarıyla donatırız şehri Renkli ampuller asarız pencerelerden Kimbilir belki bir gün sulh olunca Biz de çatır çatır çatlarız binbir yerimizden Ağaçlar gibi.
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:43:07
|
|
|
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:47:43
|
|
|
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:48:31
|
|
|
ARKADAŞIM BADEM AĞACI
Sen ağaçların aptalı Ben insanların Seni kandırır havalar Beni sevdalar Bir ılıman hava esmeye görsün Düşünmeden gelecek karakış.. Açarsın çiçeklerini .. Bense hayra yorarım gördüğüm düşü... Bir güler yüz bir tatlı söz.. Açarım yüreğimi hemen Yemişe durmadan çarpar seni karayel Beni karasevda Hemde bilerek kandırıldığımızı Kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza Koo desinler bize şaşkın Sonu gelmesede hiç bir aşkın Açalım yinede çiçeklerimizi Senden yanayım arkadaşım Havanı bulunca aç çiçeklerini Nasıl açıyorsam yüreğimi Belki bu kez kış olmaz Bakarsın sevdan düş olmaz Nasıl vermişsem kendimi son sevdama Vur kendini sen de bu güzel havaya
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:49:20
|
|
|
ACININ DUVARI ASILINCA
Kendisi çatlamadan Toprağı çatlatamaz tohum Asmışım sinirini mutsuzluğun Ayrımsayamıyorum bile öyle mutsuzum Acısını artık duyamıyorum Ki kendim öyle bir acı olmuşum Nasıl görmezse göz kendini Kendimi arıyor bulamıyorum.
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:50:12
|
|
|

41YAŞ
Benim doğduğum gün Günler uzamaya başlar Öyle bir öleceğim ki Geceler uzamaya başlayacak Ve öyle bir öleceğim ki Günlerle gecelerden başka Hiçkimse öldüğümü anlamayacak
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:52:00
|
|
|
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:55:54
|
|
|
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:57:38
|
|
|
sus artık ne olur ağlama yeter
ben unuttum sende unut gözlerim,
ne ismi aklımda nede gözleri
ben unuttum sende unut gözlerim **************************** değmezmiş uğruna döktüğüm yaşlara
değmezmiş sevmeye aşık olmaya
değmezmiş ismini bile anmaya
ben unuttum sende unut gözlerim ***************************** bir rüya idi farzet gördüklerimizi
ben unuttum sende unut gözlerim
sevseydi terk edip gidermiydi hiç
ben unuttum sende unut gözlerim
|
|
|
22 Mart 2008 Cumartesi
14:58:53
|
|
|
ii paylaşımlar arkadaşlar
|
|